Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2020/6390 E. 2021/358 K. 12.01.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/6390
KARAR NO : 2021/358
KARAR TARİHİ : 12.01.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Çocuğun kaçırılması veya alıkonulması, tehdit
HÜKÜMLER : Düşme, beraat

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, o yer Cumhuriyet savcısının, tehdit suçundan kurulan beraat hükmünü temyiz etmediği, çocuğun kaçırılması veya alıkonulması suçlarından kurulan hükümleri temyiz ettiği, katılan kurum vekillinin her iki suçtan kurulan hükümleri temyiz ettiği belirlenerek, dosya görüşüldü:
A-Katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın, mağdur … …’a yönelik tehdit suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;suç tarihi itibariyle 15-18 yaş grubunda bulunması nedeniyle, tehdit suçu yönünden şikayet ve kamu davasına katılma hakkı kendisine ait olan mağdurun, kovuşturma aşamasında sanık …’dan şikayetçi olmadığını belirtmesi karşısında, bu suç yönünden katılma kararı usulsüz olup adı geçen kuruma hükmü temyiz etme hakkı vermeyeceği,
Anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca, tebliğnameye uygun olarak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
A-O yer Cumhuriyet savcısı ile katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın çocuğun kaçırılması veya alıkonulması suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Mağdur … …’a yönelik eylemler nedeniyle; suç tarihinde katılan Bakanlığa bağlı Akdeniz Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezinde kalan mağdure …’ın yurttan kaçmasının ardından yanında kaldığı sanıklar hakkında müsnet suçtan açılan kamu davasına bakan mahkemece duruşmada dinlenen katılan Bakanlık vekilinin şikayetçi olduğu gözetilerek ve 5237 sayılı TCK.nın 234/3. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunun 5560 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK.nın 253. maddesi uyarınca uzlaşma kapsamında kalması nedeniyle ceza muhakemesi şartı olan uzlaşma hükümlerinin uygulanması zorunlu olduğundan, öncelikle uzlaşma girişiminde bulunularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, şikayet hakkı bulunmayan yaşı küçük …’ın şikayetçi olmadığı gerekçesiyle sanıklar hakkında açılan kamu davalarının düşmesine karar verilmesi,
2-Mağdur … Aksoy’a yönelik eylemler nedeniyle; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 30.06.2015 gün ve 2014/14-678 Esas, 2015/267 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere mağdurenin suç tarihinde henüz on beş yaşını tamamlamamış olması nedeniyle rızası hukuken geçerli sayılmadığından, mevcut haliyle eylemlerin TCK.nın 109/1-3-f maddesinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hükümler kurulması,
3-(1) nolu bozma uyarınca uzlaşma sağlanamadığı takdirde; 17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz” hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25/06/2020, 2020/16, 2020/33; R.G. 19/08/2020, Sayı: 31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin aynı bentte yer alan, “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun’un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkûmiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanunun 31. maddesi gereğince 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddesiyle “kovuşturma evresine geçilmiş” dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK’nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 7 ve 5271 sayılı CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısı ile katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilninin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.