Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2020/5430 E. 2022/10719 K. 20.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/5430
KARAR NO : 2022/10719
KARAR TARİHİ : 20.04.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, Anayasanın 40/2, CMK’nın 232/6 ve 34/2 ile 1412 sayılı CMUK’nın 310. maddeleri gereğince, kararda başvurulacak kanun yolu, süresi, mercii ve şeklinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerektiği halde, temyiz süresinin “15 gün” olarak yanıltıcı şekilde gösterilmesi nedeniyle, temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek, dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Tehdit suçunun oluşabilmesi için failin, mağdura yönelik sarf ettiği sözlerin kişilerin iç huzurunu bozucu, geleceğe yönelik kaygı verici ve objektif olarak korkutucu etki meydana getirmesi gerekmektedir. Somut olay kapsamında, katılanların İl Sağlık Müdürlüğü görevlileri olarak, eczacı olan sanığın iş yerine denetim amacıyla gittikleri, katılanlar …, … ve …’nın iş yerinin arka tarafında inceleme yaptıkları sırada katılan …’nın dükkan içerisinde gezinmesine kızan sanığın, katılandan oturmasını istediği, katılanın oturmaması üzerine sanık tarafından söylenen ve özdeyiş niteliğinde olan ifadelerin tartışmanın bütünü ve söylendiği bağlam içinde değerlendirilmesinde, geleceğe yönelik, objektif olarak korkutucu nitelikte bulunmaması nedeniyle tehdit suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan gerekçeyle sanık hakkında yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Kabule göre de;
a- Sanık tarafından söylenen sözlerin TCK’nın 106/1. maddesinin 1. cümlesinde düzenlenmiş olan tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıyla aynı madde ve fıkranın 2. cümlesi uyarınca mahkumiyet hükmü kurulması,
b- Katılan …’dan iş yerinde gezinmeyip oturmasını isteyen sanığın, çıkan tartışmanın devamında söylediği ifadelerle katılan …’ı hedef aldığı gözetilmeden, eylemin birden fazla katılana karşı gerçekleştirildiğinin kabul edilmesi sonucunda TCK’nın 43/2. maddesinin uygulanması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
c- 17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesiyle değişik CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, CMK’ya 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin Anayasa Mahkemesi’nin 14/01/2021 tarihli ve 2020/81 esas, 2021/4 sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve CMK’nın 251/1. maddesi kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 7 ve 5271 sayılı CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
d- Katılanlar kendilerini aynı vekil ile temsil ettirmelerine rağmen katılanlar yararına tek vekalet ücreti yerine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirdiğinden, sanık … müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayıp sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 20/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.