YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/34941
KARAR NO : 2023/16814
KARAR TARİHİ : 04.04.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Asliye Ceza Mahkemesinin, 2012/57 Esas sayılı dosyasında sanık hakkında …’ün hatırasına alenen hakaret suçundan 5816 sayılı Kanun’un 1 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması talebi ile kamu davası açılmıştır.
2. … Sulh Ceza Mahkemesinin, 14.11.2012 tarihli 2012/154 Esas, 2012/111 Karar sayılı ilamı ile sanık hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddenin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendi, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması talebi ile açılan kamu davasının … Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/57 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
3. … Asliye Ceza Mahkemesinin, 29.01.2013 tarihli 2012/57 Esas, 2013/7 Karar sayılı ilamı ile sanık hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddenin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendi ve dördüncü fıkrası, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesi uyarınca 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresinin uygulanmasına karar verilmiş, karar 25.04.2013 tarihinde kesinleşmiş, sanığın denetim süresi içerisinde 29.06.2014 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkûm olduğundan bahisle ihbar yapılmıştır.
4. … Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.11.2015 tarihli ve 2015/129 Esas, 2015/6201 Karar sayılı ilamı ile açıklanması geri bırakılan hükmün aynen açıklanmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyizinin özetle; talep edildiği ve şartları oluştuğu halde Mahkemece haksız tahrik hükümlerinin uygulanmayarak sanık hakkında fazla ceza tayin edildiği bu nedenle ve re’sen tespit edilecek sebeplerle hükmün bozulmasına yönelik olduğu belirlenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Olay tarihinde sanığın babasının işletmeciliğini yaptığı plajın kaçak yapıldığı gerekçesiyle belediye görevlilerince yıkımı yapıldığı sırada; belediye görevlilerine söverek “Alevi devleti kurdunuz.” dedikten sonra “…’ünüzün de a…koyum.” şeklinde sözler söyleyerek …’ün hatırasına alenen hakaret ettiğinden bahisle cezalandırılması talebi ile açılan kamu davası ile sanığın belediye görevlilerine hitaben “Şerefsizler, hepinizi s…ceğim, o…çocukları, alevi devleti kurdunuz diyerek.” hakaret ettiği iddiası ile açılan kamu davasının birleştirilmesiyle yürütülen yargılama sonucunda, Yerel Mahkemece sanığın “A…koduğumun savcısı da gelsin, hakimi de gelsin, kendimi kesecem ulan deyip bıçağı boynuna doğrulttuğu, yemin ediyorum yaparım yaklaşma, onu bırakma, oraya dokunan olursa yemin ediyorum yapıcam, siz çekin a… koyayım sizinde, Allah belamı versin yaparım, burası bizim hakkımız kardeşim komiserim hiç gelme bak Allah çarpsın hiç gelme bak elimde evrak bak, ben sana birşey söyleyeceğim, bu müdür buna dokunmayacaktınız bu mudur, yasal hakkımızı s…, abi Allah’ını seviyorsan gelme, abi Allah’ını seviyorsan gelme, kendime sokacağım, Alevi devleti kurdunuz ulan, Alevi devleti kurdunuz, Alevi devleti kurdunuz, …’ünüzün de devletinizin de a… koyayım” sözlerini söylediğinin CD çözüm tutanağı ile tespit edilmesi, sanığın ikrarı, katılan ve şikayetçi anlatımları, olay tutanağı ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirilerek; sanığın CD çözüm tutanağında tespit olunan sözlerle belediye görevlilerine hakaret ettiği, sanığın amaç ve kastının yıkımı engellemeye yönelik belediye görevlilerini tahkir olduğu, …’ün hatırasına hakarete yönelik olmadığı, eylemin bütün halinde görevlilere görev nedeniyle hakaret niteliğinde bulunduğu kanaatiyle sanık hakkında 5237 sayılı Kanun ile düzenlenen hakaret suçundan hüküm kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
Sanığın ikrarı, CD çözüm tutanağı ve tüm dosya kapsamı karşısında suçun sübuta erdiğinin kabulünde hukuka aykırılık bulunmadığı, Mahkemenin haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına dair gerekçesinin yerinde olduğu anlaşılmakla bozma sebepleri dışındaki diğer temyiz istemleri ile vesair nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1. 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onbirinci fıkrası uyarınca, sanık tarafından denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde, duruşma açılmasını müteakip, sanığın duruşmaya gelmediği takdirde yokluğunda duruşmaya devam edilerek hükmün açıklanacağına ilişkin ihtarı içeren meşruhatlı davetiye ile duruşmadan haberdar edilerek savunması alındıktan sonra, hükmün açıklanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, duruşma davetiyesinde ”duruşmaya gelmediğiniz takdirde yokluğunuzda karar verileceği” şeklindeki ihtar bulunmadan sanığın yokluğunda hükmün açıklanması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2. Sanığın dava konusu sözler ile zaman ve mekân birliği içerisinde ve aynı kasıt altında …’ün hatırasına ve kamu görevlilerine yönelik gerçekleştirdiği hakaret eylemlerinin hukuki anlamda tek fiil sayıldığında kuşku bulunmaması, sanığa yüklenen …’ün hatırasına hakaret suçunun 5816 sayılı Kanun’da, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunun ise 5237 sayılı Kanun’da düzenlenmesi ve her iki suç ile korunan hukuki yararların farklı olması nedenleriyle farklı suçlar olarak değerlendirilmesinin gerekmesi hususları birlikte gözetildiğinde; somut olayda sanığın eyleminin 5816 sayılı Kanun’un 1 inci maddesinin birinci fıkrası ve 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesini ihlal ettiği ve ayın Kanun’un 44 üncü maddesi gereğince daha ağır hüküm içeren 5816 sayılı Kanun’un 1 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
3. Kabule göre de, 5237 sayılı Kanun’da hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü hallerde, aynı Kanun’un 61 inci maddesinde öngörülen ölçütlere göre somut olay irdelenip, anılan Kanun’un 3 üncü maddesindeki fiille orantılı ceza verilmesi ilkesi de gözetilerek, öncelikle seçenekli yaptırımlardan hangisinin seçildiğinin gösterilmesi, sonrasında da alt ve üst sınırlar arasında temel cezanın belirlenmesi gerekir. Her ne kadar 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasında cezanın alt sınırının 1 yıldan az olamayacağı düzenlenmiş ise de bu düzenlemenin temel cezanın adli para cezası olarak seçilmesine engel olmayacağı göz önünde bulundurulmadan ve yeterli gerekçe gösterilmeden hakaret suçunda temel ceza olarak hapis cezası tercih edilmesi,
Nedenleriyle hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı itibarıyla cezayı aleyhe değiştirme yasağı ilkesinin 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca dikkate alınmasına,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.04.2023 tarihinde karar verildi.