Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2020/34634 E. 2023/841 K. 07.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/34634
KARAR NO : 2023/841
KARAR TARİHİ : 07.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, kasten yaralama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A.Yerel Mahkemece sanık hakkında katılanlar …, … ve …’ya yönelik hakaret suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin birinci fıkrası ile dördüncü fıkrası, 43, 62 ,53 ve 58 inci maddeleri uyarınca 3 ay 19 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
B.Yerel Mahkemece sanık hakkında katılan …’ya yönelik kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, 62, 53 ve 58 inci maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
Tebliğnamede kasten yaralama ve hakaret suçlarından kurulan hükümlerin bozulması yönünde görüş bildirilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği, delillerin takdirinde hataya düşülerek hüküm kurulduğuna ve hakkında tüm lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine, vesaire ilişkindir
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın, olay tarihinde boşanma aşamasında olduğu eşi katılan …’ın ikamet ettiği evin önüne gittiği, aralarında çıkan tartışma esnasında sanığın katılan …’a ve müşterek oğulları olan katılan …’ya yönelik sokak ortasında “İstediğin gibi bu saatten sonra sokaklarda o…luk yapabilir kendini pazarlayabilirsin, oğlun da sen de p…çsin” diyerek alenen hakaret ettiği, tartışmayı sonlandırmak için araya giren katılan …’yı tokat atmak suretiyle kasten yaraladığı, katılan …’ın birlikte yaşadığı yengesi olan katılan …’a da “o…pu çocuğu” diyerek hakaret ettiğinin, sanığın savunması, katılanların birbirleriyle uyumlu anlatımları ve tüm dosya içeriğiyle sabit olduğu Yerel Mahkemece kabul olunmuştur.
IV. GEREKÇE
Sanık hakkında, basit yargılama usulüne tabi olmayan, 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen alenen hakaret suçundan hüküm kurulması ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin sekizinci fıkrasındaki “Basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme gereğince, kasten yaralama ve hakaret suçları bakımından Tebliğnamede bu yönde bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
A.Sanık Hakkında Katılan …’ya Karşı Kasten Yaralama, Katılanlar …, … ve …’ya Karşı Hakaret Suçlarından Kurulan Hükümlere Yönelik Temyizde
1-Sübuta Yönelik Temyizde
Sanık hakkında hakaret ve kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlere ilişkin olarak, Olay ve Olgular başlıklı bölümde belirtilen deliller karşısında sübuta yönelik Mahkemenin takdir ve gerekçesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
2-Lehe Hükümler Uygulanması Gerektiğine Yönelik Temyizde
Sanığın adlî sicil kaydı incelenmek suretiyle Mahkemece, “Sanığın mevcut sabıka kaydı, suç işleme konusundaki eğilimleri, suç işlemekten çekineceği ve pişmanlık gösterdiği yönünde mahkememize kanaat gelmemesi karşısında, cezasının başka bir tedbire çevrilmesine, ertelenmesine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına takdiren yer olmadığına.” şeklinde karar verildiği anlaşılmakla, lehe hükümlerin sanık hakkında uygulanmasına yer olmadığına dair Mahkemesinin takdir ve gerekçesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
3-Sair Yönlerden
a.Sanığın, katılanlar … ve …’a yönelik hakaret eyleminin uzlaşma kapsamında bulunmayan 5237 sayılı Kanun’un 86 ıncı maddesinin 3 fıkrasının (a) bendinde düzenlenen altsoya karşı kasten yaralama eylemi ile birlikte gerçekleşmesi nedeniyle uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı anlaşılmış ise de; 7188 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi ile CMK’nın 253/3. maddesine aynı mağdura karşı ibaresinin eklenmesi nedeniyle katılanlar … ve …’a yönelik hakaret eyleminin uzlaşma kapsamında kaldığı anlaşılmakla, katılanlar … ve …’a yönelik hakaret suçundan uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre, 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin ikinci fıkrasının uygulanıp uygulanmayacağının,
b.Hakaret ve kasten yaralama suçlarından kurulan hükümler yönünden ; sanığın tekerrüre esas alınan adli sicil kaydındaki ilamda, suç tarihinde uzlaşma kapsamında olmayan 5237 sayılı Kanun’un 155/1 inci cümlesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçu uyarınca mahkumiyetine karar verildiği, hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253/1 inci madde hükmü uyarınca, sanığa atılı güveni kötüye kullanma suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması karşısında, anılan hükme ilişkin, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre tekerrür hükümleri ve seçimlik ceza öngören hakaret suçunda 5237 sayılı Kanun’un 58/3 üncü maddesi uyarınca hapis cezası seçme koşullarının oluşup oluşmadığının,
Yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkmenin kararına yönelik sanığın temyiz istemleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanunun 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
07.02.2023 tarihinde karar verildi.