Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2020/33164 E. 2023/14949 K. 23.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/33164
KARAR NO : 2023/14949
KARAR TARİHİ : 23.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kasten yaralama, hakaret

Sanık hakkında katılanlara karşı kasten yaralama suçundan neticeten hükmolunan 3.000,00 TL adlî para cezasına ilişkin mahkûmiyet kararının tür ve miktarı itibarıyla 5320 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca kesin nitelikte bulunduğu anlaşılmıştır.
Sanık hakkında katılanlara yönelik hakaret suçundan kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanunun 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Sanık hakkında katılanlara yönelik kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 nci maddesinin ikinci fıkrası,üçüncü fıkrasının c bendi, 62 inci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası uyarınca 3.000,00 Türk Lirası ayrı ayrı adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2.Sanık hakkında katılanlara yönelik hakaret suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının a bendi, 62 inci maddesinin birinci fıkrası, 51 nci maddesinin, birinci, üçüncü ve altıncı maddesi uyarınca 10 ay hapis cezasının ertelenmesi,2 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına ayrı ayrı karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, olayda hakaret ve kasten yaralama suçlarının maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığı, eksik inceleme sonucunda hüküm kurulduğu kararın bozulması, vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Katılanların 112 Acil Serviste görevli Sağlık memurları oldukları, olay günü sanığın alkollü olması ve yürüyememesinden dolayı sanığı ambulansa almak istedikleri, sanığın sedyeye binmek istemeyerek katılan … (…) …’ın yüzüne tokat attığı ve ”bırakın beni o..çocukları ananızı s….” şeklinde sövdüğü, sanık hastaneye getirildiğinde sedyeden inerek kaçmaya çalıştığı, katılan …’a tokat attığı, ”seni s…, ananı s…., gelmişini geçmişini s…, yedi ceddini s…, o çocuğu” şeklinde sözlerle sövdüğü ve katılan …’e tekme ve yumruklarla vurmak suretiyle yaralanmasına neden olduğu, bu yaralanmaların dosyada mevcut doktor raporları ile sabit olduğu, buna göre sanığın üzerine atılı görevli memura hakaret ve yaralama suçlarını işlediği anlaşılmış olmakla, sanığın eylemlerine uyan yaralama suçundan adli para cezası ile hakaret suçundan ise hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş oluşu ve yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısı ile tekrar suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaat oluştuğundan sanık hakkında verilen hapis cezasının ertelenmesi, Yerel Mahkemece kabul edilmiştir.
IV. GEREKÇE
A.Sanık Hakkında Katılanlara Yönelik Kasten Yaralama Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden,
Hükümlerin tür ve miktarı itibarıyla 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 2 nci maddesi uyarınca kesin nitelikte bulundukları anlaşılmakla, sanık müdafiinin temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
B.Sanık Hakkında Katılanlara Yönelik Hakaret Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden,
Sanığın temyiz nedenleri yönünden; Katılanların beyanından, anlaşılacağı üzere sanığın bahse konu sözleri söylediğinin kabulüne dair, hakkında mahkûmiyet kararı verilmesinde, Mahkemenin delilleri takdir ve gerekçesinde hukuka aykırılık görülememiştir.

C- Sair Yönlerden Yapılan İncelemede;
Sanığın bozma sebebi dışındaki temyiz istemleri ile vesair nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Her ne kadar 5237 sayılı Kanun’un 125/3. maddesinde hapis cezasının alt sınırının 1 yıldan az olamayacağı düzenlenmiş ise de, bu düzenlemenin temel cezanın adli para cezası olarak seçilmesine engel olmayacağı göz önünde bulundurulmadan, kasten yaralama suçunda kurulan hükümde  seçimlik cezalardan adli para  cezası tercih edilmesine rağmen,  hakaret suçundan kurulan hükümde yeterli gerekçe gösterilmeden hapis cezası tercih edilmek suretiyle hükümlerde çelişki oluşturulması,
2-Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2013/13-293 Esas, 2013/297 Karar sayılı ve 11/06/2013 tarihli kararında da kabul edildiği üzere 5237 Sayılı Kanun’un 43. maddesinin ikinci fıkrası; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” hükmünü içermekte olup, zincirleme suçtan farklı bir müessese olan ve aynı neviden fikri içtima olarak kabul edilen bu durumda, fiil yani hareket tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Burada, hareket tek olduğu için, fail hakkında bir cezaya hükmolunacağı, ancak bu cezanın anılan Kanunun 43/1. maddesine göre artırılacağı öngörülmüştür.
Ancak burada kastedilen, fiil ya da hareketin, doğal anlamda değil hukuki anlamda tekliğidir. Hakaret suçunun farklı mağdurlara karşı tek fiille gerçekleştirildiğinden söz edilebilmesi için hakaretin mutlaka ortak söz veya davranışlarla gerçekleştirilmiş olması şart değildir. Her bir mağdura veya mağdurlardan bazılarına özel olarak hitap edilerek hakaret içeren sözler söylenmiş veya davranışlarda bulunmuş olsa bile objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmelidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, sanığın katılan …’a hakaret ettikten kısa bir süre sonra katılan …’a hakarette bulunduğunun anlaşılması karşısında,aynı olayın devamı kapsamında aynı yer ve zaman dilimi içerisinde gerçekleştirilen hakaret suçunun, hukuken tek bir fiille gerçekleştirildiği, sanık hakkında, 5237 sayılı Kanun’un 125/3-a maddesi uyarınca tek ceza verilip, bu cezanın aynı Kanunun 43. maddesi uyarınca arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Hakaret suçunun aleni olan sokakta ve hastanede işlenmesine rağmen, 5237 sayılı Kanun’un 125/4. maddesinin uygulanmaması,
Nedenleriyle hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
A. Sanık Hakkında Kasten Yaralama Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden,
Gerekçe bölümünün A bendinde açıklanan nedenle, … Asliye Ceza Mahkemesi kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanunun 317 nci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Sanık Hakkında Hakaret Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden;
Gerekçe bölümünün C bendinde açıklanan nedenlerle … Asliye Ceza Mahkemesi kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanunun 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca cezayı aleyhe değiştirme yasağının gözetilmesine,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.02.2023 tarihinde karar verildi.