Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2020/30045 E. 2023/401 K. 19.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/30045
KARAR NO : 2023/401
KARAR TARİHİ : 19.01.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8 inci maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu … Asliye Ceza Mahkemesinin kararı ile sanığın kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 123 üncü maddesinin birinci fıkrası ile aynı Kanunun 62 nci maddesi uyarınca 1.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi, suçun unsuru olan ısrar ve saik şartlarının oluşmadığı ile resen tespit edilecek hususlarla kararın bozulmasına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın, geçmişte aynı iş yerinde birlikte çalışmaları nedeniyle tanıdığı katılan …’e göndermek istediği mesajı yanlışlıkla yine tanıdığı olan katılanın eşi …’e göndermesi, durumu anlayınca özür içerikli mesajı katılan …’e göndermesi ve yeniden katılan …’e yazdığı mesajla katılanı görüşmek için yanına çağırması biçimindeki eyleminden dolayı katılanların huzur ve sükununu bozması nedeniyle cezalandırılması istemiyle açılan davada Mahkemece, sanığın eyleminin katılan …’e yönelik olduğu gerekçesiyle 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin ikinci fıkrasının uygulanma koşullarının oluşmadığı kabul edilerek sanığın, katılan …’e yönelik eyleminden dolayı isnat edilen suçtan cezalandırılmasına karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Tarafların birbirlerini tanıyor olmaları, sanığın aynı ortamda gördüğü ve geçmişte iş arkadaşlığı yaptığı katılan …’i görüşmek için mesaj göndererek yanına çağırması, katılanın gönderilen mesajdan rahatsızlığını belirtmesinden sonra da eylemini tekrarlamaması gibi hususlar dikkate alındığında sanığın eyleminde, ısrar öğesi ile katılan sırf huzur ve sükununu bozma özel kastı bulunmadığı halde yerinde olmayan gerekçeyle mahkûmiyet kararı verilmesi,
B. Kabule göre de
7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 24. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251. maddesinde basit yargılama usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanuna 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 ve 5271 sayılı Kanun’un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu, nedeniyle hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
19.01.2023 tarihinde karar verildi.