YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/29596
KARAR NO : 2023/793
KARAR TARİHİ : 06.02.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, görevi yaptırmamak için direnme
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
… Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.01.2016 tarihli ve 2015/532 Esas, 2016/5 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun’un) 265 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 52 nci maddesi uyarınca 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hakaret suçundan ise aynı Kanun’un 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, dördüncü fıkrası, 43, 62 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 2 ay 5 gün hapis cezasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özet olarak; mahkemece görevli memura direnme suçundan hapis cezasının adli para cezasına çevrildiği ancak hakaret suçundan hükmolunan cezanın hapis olarak belirlenmesi suretiyle hükümde çelişki yaratıldığı görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği, atılı sözleri söylemediğine, karşı tarafın beyanlarının yalan ve iftiradan ibaret olduğuna ve kararın ağır ve hakkaniyetten uzak olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Yerel Mahkemece, “Olay tarihinde polis haber merkezine yapılan bir ihbar üzerine görevli polis memuru olan müştekilerin olay yerine intikal ettikleri, sanığın müştekileri görmesi üzerine ‘Ne bakıyorsunuz, niye ikide bir geliyorsunuz’ şeklinde sözler sarf etmesi üzerine müştekilerin sanığın yanına gittikleri, bunun üzerine sanığın polis memurlarından kaçarak sinkaflı sözlerle küfür ettiği ‘hepinizin kanını dökeceğim’ şeklinde sözlerle tehditte bulunduğu, takip üzerine sanığın yakalandığı göz altına alınmak istendiği sırada sanığın görevli memurlara fiziki direnç göstererek göz altına alınmamak için direndiği ancak kelepçe takılmak suretiyle zorla göz altına alındığı olayda sanığın eylemiyle görevli memura hakaret ve görevli memura direnme suçlarını işlediği” gerekçesiyle sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Tebliğname Yönünden
Yerel Mahkemece, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi uyarınca, suçun işleniş biçimi, sanığın şahsi, sosyal ve ekonomik durumu gözönüne alınarak hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle Tebliğname görüşüne iştirak olunmamıştır.
B. Sanığın Temyiz Sebepleri Yönünden
5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda bir cezaya hükmedileceğinin düzenlendiği, dosya kapsamına göre sanığın birden çok müştekiye karşı gerçekleştirdiği görevi yaptırmamak için direnme eyleminin bu kapsamda değerlendirilerek, 5237 sayılı Kanun’un 265 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince verilecek cezanın, aynı Kanun’un 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası yollamasıyla, birinci fıkraya göre artırılması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuş ise de aleyhe temyiz bulunmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme kararına yönelik sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.02.2023 tarihinde karar verildi.