YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/28382
KARAR NO : 2023/391
KARAR TARİHİ : 19.01.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir sebeplerin bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararı ile sanık hakkında hakaret ve tehdit suçlarından, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz istemi, sanık hakkında eksik inceleme ve değerlendirmeyle hatalı karar verildiği, tanık beyanlarının yeterince dikkate alınmadığı, eylemlerin dosyaya sunulan CD ve tanık beyanlarıyla sabit olduğuna ilişkindir.
Tebliğnamede hakaret ve tehdit suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin bozulması yönünde görüş bildirilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Evli olup aralarında geçimsizlik bulunan taraflar arasında yaşanan tartışmada sanığın, katılanı öldürmekle tehdit edip, “…aç lan kapıyı…” diyerek hakaret ettiği iddiası ile dava açılmış ise de, yargılama neticesinde eylemlerin sanık tarafından işlediğinin sabit olmaması nedeniyle beraat kararı verilmiştir.
IV. GEREKÇE
1. Sanığın atılı suçlamaları reddetmesi, iddianameye konu edilen tehdit eyleminin, sanığın katılanı öldürmeye yönelik sarfettiği söz, hakaret eyleminin ise “…aç lan kapıyı…” biçimindeki ifade olması, olay günü tarafların evinde bulunan ve tanık olarak ifadelerine başvurulan katılanın anne ve babasının da, yaşanan tartışmada, sanığın öldürmeye yönelik bir sözünü duymadıklarını belirtmeleri, aynı ifadelerinde sanığın kendilerine “…defolun gidin…” dediğini söylemeleri, iddianamedeki eylem ile bağlılık kuralı da dikkate alındığında, sanığa atfedilen öldürmeye yönelik tehdit sözünün söylendiğine dair tek delilin katılanın iddiasından ibaret olması, bunun da sanığın cezalandırılması için mahkumiyetine yeterli kesin bir delil niteliğinde olmaması, iddianameye konu edilen “…lan…” biçimindeki kaba hitap tarzı niteliğindeki sözün ise muhatabının onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması ayrıca dosyaya katılan tarafından sunulan sanığa ait ses kaydındaki sözlerin davaya konu edilen eylemle bir ilgisinin olmaması ve bu durumun katılan tarafça da kabul edilmesi nedeniyle, tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmeyerek, Mahkemenin takdir ve gerekçesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
2. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Yerel Mahkemenin kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
19.01.2023 tarihinde karar verildi.