YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/28214
KARAR NO : 2023/315
KARAR TARİHİ : 17.01.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu Yerel Mahkemenin kararı ile sanık hakkında tehdit suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
O yer Cumhuriyet savcısının temyiz istemi; oluşa, dosya kapsamına, mevcut delillere göre sanığın mahkemede sübutu kabul edilen müsnet suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği halde kasıt yokluğundan bahisle beraatine karar verilmesi kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulması talebine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Kardeş olan taraflar arasında olay tarihinde ailevi meseleler nedeniyle çıkan tartışma sırasında, sanığın kardeşi olan şikâyetçiye hitaben “Senin karnını mermi ile doldururum.” şeklindeki sözlerle tehdit eylemini gerçekleştirdiği iddiasıyla kamu davası açılmış, yargılama sonucu beraat kararı verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez.Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur.
Kavga ve tartışma sırasında haksız bir fiilin kendisinde husule getirdiği şiddetli öfke ve elemin (gazabın) failin iradesini etkileyen bir etken olarak kusur yeteneğinde meydana getirdiği azalma nedeniyle koşulları varsa ancak yasal indirim nedeni olarak kabul edilebilmesi olanaklı ise de, önceden ilke boyutunda kastı kaldıran ve suçun oluşumunu engelleyen bir husus olarak kabulü mümkün değildir.
Bu açıklamalar doğrultusunda somut olay irdelendiğinde; sanığın, şikâyetçiye söylediği iddia ve kabul edilen “Senin karnını mermi ile doldururum.” şeklindeki sözün objektif olarak korkutucu nitelikte bulunması ve tehdit suçunda özel kast unsurunun aranmaması nedeniyle suçun oluşacağı gözetilmeden, “Sanığın bir anlık sinirle iddia konusu tehdit içeren kelimeleri kullandığı, …ancak suç işleme kastı bulunmadığı.” şeklindeki yerinde olmayan gerekçeyle sanığın mahkumiyeti yerine, yazılı şekilde hüküm kurulması nedeniyle O yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri yerinde görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Yerel Mahkemenin kararına yönelik O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı Kanunun 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
17.01.2023 tarihinde karar verildi.