YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/28189
KARAR NO : 2023/3795
KARAR TARİHİ : 15.02.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu kararı ile sanık hakkında
A. Hakaret suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, aynı maddenin dördüncü fıkrası, aynı Kanun’un 43 üncü, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,
B. Tehdit suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 6 hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,
Karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği, üzerine atılı suçu işlemediğine, asıl mağdur olan kişinin kendisi olduğuna, hükümlerine bozulmasına, vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Mahkum kabul kısmının önünde ring aracından indirilen sanığın, katılan …’a hitaben “Lan siz beni tanımıyorsunuz, o çakmağı vermedin ya yedi ceddinizi oyacağım,sen çarşı iznine çıkmıyon mu,kazığa oturtup seni öldüreceğim.” demek suretiyle tehdit ettiği ve kurum dış güvenlik personeli olan diğer katılanlara “Topunuzun anasını s…, sizi rütbeli yapanın anasını bacısını s…, a… koyduğumun askerleri.” demek suretiyle hakarette bulunduğunun Yerel Mahkemece kabul edildiği olayda;
1. Sanığın aşamalarda suçlamayı reddettiği,
2. Katılanın ve mağdurların aşamalarda benzer beyanlarda bulundukları,
3. Sanığın gerçekleştirdiği iddia edilen eylemleri nedeniyle 05.08.2014 tarihli tutanaklar tutulduğu,
3. Ceza infaz kurumunun giriş kapısına ait güvenlik kamera görüntüsüne dair inceleme tutanağı düzenlendiği,
Tespit edilmiştir.
4. Yerel Mahkemece, sanığın savunmasına itibar edilmeyerek atılı suçlardan mahkumiyet hükümleri kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
Katılanların aşamalardaki beyanları, 05.08.2014 tarihli tutanakların içeriği, güvenlik kamera görüntüsünün içeriği ve tüm dosya kapsamı karşısında; sanığın temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Ancak,
A. 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması ve yine hükümden sonra yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 26. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesine “aynı mağdura karşı” ibaresinin eklenmiş olması dolayısıyla uzlaşma kapsamında katılan …’a yönelik tehdit suçu yönünden, 5237 sayılı Kanun’un 2 ve 7 nci maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
B. 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen aleniyetin oluşabilmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesi karşısında, somut olayda; sanığın hakaret eylemini mahkum kabul kısmının önünde ring aracından indirildikten sonra gerçekleştirdiğinin kabul edildiği olayda, aleniyet unsurunun ne suretle oluştuğunun tartışılıp değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve yetersiz gerekçeyle anılan Kanun maddesi gereğince cezanın artırılması,
C. (B) numaralı bozma nedenine uyularak, hakaret suçunun aleni olmayan bir yerde gerçekleştiğinin belirlenmesi halinde, her iki suç yönünden; 17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik 5217 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde “basit yargılama usulü” düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin, 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 inci ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
D. Tekerrüre esas alındığı belirtilen … Ağır Ceza Mahkemesinin 06.11.2006 tarihli ve 2006/136 Esas 2006/225 Karar sayılı kararının, sanığın adli sicil kaydında ve UYAP kayıtlarında yapılan araştırmada görülemediği, bu nedenle adı geçen bu mahkümiyete ilişkin karar örneğinin kesinleşme ve infaz bilgilerini içerir şekilde getirtilerek dosya arasına alınması, aksi hale adli sicil kayında yer alan başka sabıkanın tekerrüre esas alınıp alınmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
15.02.2023 tarihinde karar verildi.