Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2020/27845 E. 2023/732 K. 26.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/27845
KARAR NO : 2023/732
KARAR TARİHİ : 26.01.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Yukarıda Tarih ve Sayısı Belirtilen İncelemeye Konu … Asliye Ceza Mahkemesinin Kararı ile Sanık Hakkında
A. Hakaret suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi, aynı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 53 ve 58 inci maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına ve verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,
B. Tehdit suçundan 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, aynı Kanun’un 53 ve 58 inci maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına ve verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ,
Karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği, usul ve yasaya aykırı olarak cezalandırıldığına, dinlenen tanıkları hırsızlık suçundan yakalatması nedeniyle kendisiyle husumetli olduklarına, hükmün yüzüne karşı okunmadığına ve avukat tayin edilmediğine, vesaire ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULA
Müştekinin … Asliye Ceza Mahkemesinin hakimi olduğu ve mahkemenin sanık hakkındaki 2013/657 Esas, 2013/976 Karar sayılı dava dosyasını müştekinin hakim olarak karara bağladığı, müştekinin bahse konu dava dosyasında şüpheli hakkında mahkumiyet kararı vermesi nedeniyle sanığın … Asliye Ceza Mahkemesine, müştekinin kendisine ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben farklı tarihlerde yazmış olduğu dilekçelerde müştekiye hakaret ve tehditte bulunduğu iddiasıyla açılan davada Yerel Mahkemece sanığın her iki suçtan da cezalandırılmasına karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A- Sanığın Suçu İşlemediği Yönündeki Temyizinde;
Sanığın … Asliye Ceza Mahkemesine hitaben gönderdiği dilekçede müştekinin hakim olarak sanık hakkında yargılama yapıp cezalandırılmasına karar verdiği dosyaya ilişkin olarak, müştekiyi kastederek “…esas suçluları cezasız siz apaçık çeteyi korudunuz, bir mahkumun hürriyetine tecavüz ettiniz, kurbanlık koyun gibi somut delil olmadan kestiniz, siz bu adaleti bu kanunları bir hiçe sayarak suçlulara kullandınız” şeklinde sözler sarf ettiği, yine müşteki …’a hitaben yazmış olduğu ve müştekinin şahsına göndermiş olduğu mektupta müştekiye hitaben. “…. ayrıca siz de yetkinizi görevinizi kötülere kullanmış olmaktasınız, …sizin savunduğunuz kişilerin mahkemeye ve üyelerine rüşvet vermekteki durumunda güveni görevi kötüye siz kullanmış oluyorsunuz.” şeklinde hakaret içeren sözler sarf ettiği, yine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben yazmış olduğu dilekçede müştekiyi kast ederek “Daha dünyaya gelmemiş bir çocuğun bile vebalini … bizzat almıştır, zira aileme ya da çocuğuma bir şey olursa sebep olanlara acı bedel ödetip intikamı alıp sonunda da kendimi öldürürüm, öteki dünyada aileme çocuklarıma kavuşurum, Türkiye’de yaşanan cinayetler Hakim … gibi görevlerini kendi çıkarlarına kullanmalarından kaynaklanmaktadır, yeni öğrendiğime rağmen hakim …’u müşteki olarak görünen … tarafından davetli imiş.” şeklinde sözlerle hakaret ve tehditte bulunduğu somut olayda, sanığın söz konusu dilekçeleri kendisinin yazdığını ikrar etmesi ve dilekçe içerikleri karşısında, sanığın üzerine atılı tehdit ve zincirleme şekilde hakaret suçlarını işlediğinin sabit olduğu anlaşılmakla, hakkında mahkûmiyet kararı verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
B- Sanığın Yargılama Usulune İlişkin Temyizi Yönünden,
Sanığın yakalamalı olarak Mahkemesince savunmasının alındığı ve bir sonraki celse tarihinin kendisine bildirildiği, duruşmaları takip etmeyen sanığın hükmün açıklandığı son oturumda herhangi bir cezaevinde de bulunmadığı, savunması sırasında müdafii talebinin olmadığını beyan ettiğinin anlaşılması karşısında bu yöndeki temyiz sebeplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
C- Diğer Temyiz Sebepleri Yönünden;
1- Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, sanığın adli sicil kaydında yer alan ve daha ağır ceza içeren ilamı yerine daha hafif ceza içeren ilamı tekerrüre esas alınmış ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
2- Ancak,17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 7 ve 5271 sayılı Kanun’un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde (C) bendinin ikinci maddesinde açıklanan nedenle Yerel Mahkemenin kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
26.01.2023 tarihinde karar verildi.