Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2020/2658 E. 2020/18033 K. 25.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/2658
KARAR NO : 2020/18033
KARAR TARİHİ : 25.11.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret, yaralama
HÜKÜMLER : Beraat ,mahkumiyet, ceza verilmesine yer olmadığı

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihlerine göre dosya görüşüldü:
A-Sanık …’nın yokluğunda verilerek 10/06/2014 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmün sanık tarafından 18/06/2014 tarihinde süresinden sonra temyiz edildiği, ve sanık … hakkında katılan …’e karşı yaralama suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık …’nın ve katılan … vekilinin TEMYİZ İSTEKLERİNİN REDDİNE,
B-Sanıklar … ve … hakkında 14/02/2014 tarihli katılan …’e karşı basit tehdit suçlarından, sanık … hakkında 17/02/2014 tarihli katılan …’e karşı kasten basit yaralama ve hakaret suçlarından verilen beraat hükümlerinin temyizinde,
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik katılanlar … ve … vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
C-Sanıklar … ve … hakkında katılan …’e karşı 14/02/2014 tarihli hakaret suçlarından verilen ceza verilmesine yer olmadığı kararları ve sanık … hakkında katılanlar … ve …’e karşı 17/02/2014 tarihli zincirleme tehdit suçundan kurulan hükümlerin temyizine gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir,
Ancak;
1-02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve TCK’nın 106/1. maddesinin 1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçlarının uzlaştırma kapsamında alındığı, sanıklar … ve …’ye katılan …’e karşı 14/02/2014 tarihli isnat edilen hakaret suçları önceden de uzlaşma kapsamında ise de, suç tarihi itibariyle 5271 sayılı CMK’nın 253/3-son cümlesi uyarınca tehdit suçları ile birlikte işlenmesi nedeniyle uzlaşma kapsamında bulunmadığının anlaşılması ve tehdit suçlarından sanıklar hakkında beraat kararları verilmesi karşısında, 14/02/2014 tarihli hakaret suçlarının da uzlaşmaya tabi hale geldiği gözetilerek, CMK’ın 253 ve 254. maddeleri uyarınca sanıklar … ve … ile katılan …’e uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanık …’na katılanlar … ve …’e karşı isnat edilen 17/02/2014 tarihli TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek sanık … ve katılanlar … ile …’e uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
3-Sanığın sabıkasında görülen ilamın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olması, 6545 sayılı Yasanın 72. maddesiyle CMK’nın 231/8. maddesine değişiklik getiren ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına bir kez karar verileceğine ilişkin düzenlemenin, suç tarihinde sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe girmesi dikkate alındığında; sanığın sabıkasında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın engel oluşturmaması karşısında, hükmedilen hürriyeti bağlayıcı cezanın yeniden suç işlemeyeceği kanaati oluşması sebebiyle TCK’nın 51. maddesi gereğince ertelenmesine rağmen, CMK’nın 231/5. maddesinin uygulanmasını talep eden sanık hakkında; ertelemeden daha lehe olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu tartışılırken yeterli olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
4-Kabule göre; sanık … hakkında katılanlar … ve …’e karşı 17/02/2014 tarihli zincirleme tehdit suçu bakımından; 17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; “01.01.2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz” hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25.06.2020,2020/16,2020/33; R.G. 19.08.2020, sayı: 31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin aynı bentte yer alan, “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun’un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkumiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen, yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesi gereğince, 5271 sayılı sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddesiyle “kovuşturma evresine geçilmiş” dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK’nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 7 ve 5271 sayılı CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, katılanlar … ve … vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 25.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Hükme iştirak eden üye …’un, 26.12.2020 tarihinde vefat etmesi nedeniyle imza eksikliğinin giderilemediğine dair 5271 sayılı CMK’nın 232/5. maddesine istinaden düşülen iş bu şerhin altı imzalanmıştır.