YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/25974
KARAR NO : 2020/18108
KARAR TARİHİ : 25.11.2020
Kamu görevlisine hakaret suçundan suça sürüklenen çocuk … hakkında yapılan yargılama sonunda, sanığın mahkumiyetine dair, İzmir 4. Çocuk Mahkemesince verilen, 17/01/2013 gün ve 2012/742 esas 2013/24 karar sayılı hükmün suça sürüklenen çocuk … müdafii tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 17/12/2014 gün ve 2014/31179 esas, 2014/36345 karar sayılı kararıyla;
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Suça sürüklenen çocuğa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,Anlaşıldığından suça sürüklenen çocuk … müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 17/12/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.10.2020 gün ve 2020/84656 sayılı yazısı ile,
İTİRAZ EDİLEN KARAR: Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 17/12/2014 gün ve 2014/31179 Esas, 2014/36345 Karar sayılı kararı.
İTİRAZ EDEN: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
KONUNUN TAKDİMİ: Sanık hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından TCK’nın 265/1, 31/3, 125/1-3.a, 43/2, 31/3. maddeleri gereğince cezalandırılması talebi ile kamu davası açılmıştır.
İzmir 4. Çocuk Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonrasında sanığın görevli memura direnme suçundan beraat, memura hakaret suçu nedeniyle ise TCK’nın 125/1-3-a-4, 43/2, 31/3. maddeleri gereğince 1 yıl 5 ay 14 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Karar sanık müdafii tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 17/12/2014 gün ve 2014/31179 Esas, 2014/36345 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir.
İTİRAZ NEDENLERİ: Sanığın annesi ve vasisi olan … 01.10.2020 tarihli dilekçesi ile sanığın suç tarihi öncesine dayalı rahatsızlığı olduğu gerekçesi ile raporlar ibraz ederek sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi isteminde bulunmuştur.
Sanık hakkında, Ege Üniversitesi Hastanesi Özürlü sağlık kurulu tarafından 06/12/2007 tarihli müracaat üzerine, “sanıkta mental kapasitede gerilik, etrafa zarar verme rahatsızlığı bulunduğu ve %50 oranında engelli” olduğu yolunda rapor tanzim edilmiştir.
Sanığın askerlik çağına gelmesinden sonra, İzmir Asker hastanesi tarafından 05.05.2014 tarihinli, 18.04.2014 tarihinde hastanenin ruh sağlığı hastalıkları polikliniğinde yapılan teşhisler sonucunda “orta zeka geriliği, davranış bozulmaları, diğer (mental retardasyon) tanısı ile barışta ve savaşta askerliğe elverişli olmadığı” yolunda rapor tanzim edilmiştir.
Sanık hakkında düzenlenen raporlar daha önce bildirilmediği için yargılamanın hiçbir aşamasında değerlendirilmemiştir.
TCK’nın 32 (1) maddesinde “(1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur.” hükmü bulunmaktadır.
Sanık vasisi ve annesinin ibraz ettiği Ege Üniversitesi Hastanesi Özürlü sağlık kurulu tarafından 06/12/2007 tarihli müracaat üzerine düzenlenen rapor dikkate alındığında suç tarihi olan 13.08.2012 tarihinde sanığın mental retardasyon rahatsızlığının bulunduğu açıktır. Sanığın bu rapor ve daha sonra düzenlenen askerliğe elverişli olmadığı yolundaki rapor birlikte değerlendirildiğinde sanık hakkında TCK’nın 32/1. maddesi gereğince işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı yolunda adli tıp kurumundan rapor alınarak sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
SONUÇ VE İSTEM: Sanığın cezalandırılmasına konu olan; İzmir 4. Çocuk Mahkemesinin 2012/724 esas 2013/24 karar sayılı 01/10/2015 tarihli ilamı ile sanık hakkında TCK’nın 125/1-3-a-4, 43/2, 31/3 maddeleri gereğince 1 yıl 5 ay 14 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ilamın ONANMASINA ilişkin Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 17/12/2014 gün ve 2014/31179 Esas, 2014/36345 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASI,
İtirazın kabul edilmemesi halinde ise, 6352 sayılı Yasa’nın 99. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesine eklenen 3. fıkrası uyarınca, dosyanın itirazın incelenmesi için Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE karar verilmesi, itirazen arz ve talep olunur.
Şeklindeki istemde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
II- İTİRAZIN KAPSAMI,
Sanık vasisi ve annesinin ibraz ettiği Ege Üniversitesi Hastanesi Özürlü sağlık kurulu tarafından 06/12/2007 tarihli müracaat üzerine düzenlenen rapor dikkate alındığında suç tarihi olan 13.08.2012 tarihinde sanığın TCK 32/1. maddesi gereğince işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı yolunda adli tıp kurumundan rapor alınarak sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesine ilişkindir.
KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı incelendi;
Sanığın annesi ve vasisi olan … 01.10.2020 tarihli dilekçesi ile sanığın suç tarihi öncesine dayalı rahatsızlığı olduğu gerekçesi ile raporlar ibraz ederek sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi isteminde bulunmuş ise de, bu durumun hükmün kesinleşmesinden önce bildirmemesi sebebiyle yargılamanın yenilenmesi sebebi olacağı, nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11/03/2014 tarihli ve 2012/3-909 esas, 2014/121 sayılı kararında, “Delil ve olayların, yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilebilmesi için “yeni” olması gerekmektedir. Hükmü veren mahkemeye bildirilmemesi sebebiyle, hükümde dikkate alınmamış olan her olay ve delil hükümlü tarafından bilinip bilinmemesi önemli olmaksızın “yeni” olarak nitelendirilmektedir. Olay ya da delilin yeniliği, olayın kesin hükümden sonra meydana gelmiş olmasıyla değil, kesinleşmiş olan hükmün verilmesi sırasında değerlendirilip değerlendirilmediği ile bağlantılıdır. Kesin hükümden önce meydana gelen ancak mahkemenin bilgisine sunulmayan ya da mahkeme tarafından değerlendirilmeyen deliller ve olaylar da “yeni” sayılmalıdır. Bu doğrultuda hükmü veren mahkemeye bildirilmediğinden yargılama yapılırken değerlendirilemeyen her türlü olgu ve delil de “yeni” sayılmaktadır.” şeklindeki açıklamaları nazara alındığında, kesin hükümden önce meydana gelen ancak mahkemenin bilgisine sunulmayan sanığın mental rahatsızlığının bulunduğuna dair raporun yeni delil niteliğinde olması sebebiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 318 ilâ 320. maddeleri uyarınca yargılamanın yenilenmesini gerektirecek mahiyette olduğunun anlaşıldığı ve bu nedenle Dairemizin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görülmediğinden, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, İTİRAZIN REDDİNE, Dairemizin 17/12/2014 gün ve 2014/31179 esas, 2014/36345 karar sayılı kararındaki kamu görevlisine hakaret suçuna ilişkin onama kararının KALDIRILMASINA YER OLMADIĞINA, itirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna, GÖNDERİLMESİNE, 25/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.