YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/24527
KARAR NO : 2022/20992
KARAR TARİHİ : 26.10.2022
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede;başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) Sanığın 23/06/2015 tarihli duruşmaya katılıp müdafisi huzurunda savunma yapmak istemesi, 13/10/2015 tarihli duruşmaya sanık ve müdafisinin sunduğu mazeretlerin Mahkemece kabul edilmesi üzerine 21/01/2016 tarihli duruşmaya sanık ve müdafisinin katılmaması üzerine sanığın savunması alınmadan üzerine atılı hakaret ve tehdit suçlarından mahkumiyetine hükmolunmuş ise de, anılan hükümlerin verilebilmesi için sanığın sadece meşruhatlı davetiye ile duruşmaya çağrılması yeterli olmayıp, davetiyeyle gelmeyen sanığın icabında zorla getirtilip müdafisi huzurunda savunmasının alınması gerektiği gözetilmeksizin, sanığın savunması alınmadan mahkumiyet hükümleri tesis edilip, CMK.nın 193/1. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
2) Kabule göre ise;
a) Hakaret suçundan, 5237 sayılı TCK’nın 125/4. maddesinde ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi tarafından görülme, duyulma ve algılayabilme olanağının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesi, Yerel Mahkemece sanığın hakaret eylemini hastane içerisindeki servis odasında ve koridorda gerçekleştirdiği kabul edilmiş ise de, dosya kapsamına göre sanığın koridorda tehdit eylemini, acil servis sarı alanda ise hakaret eylemini gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında; sanığın hakaret eyleminin gerçekleştirdiği yerin aleni bir yer olup olmadığı belirlenip hakaret suçunda aleniyet unsurunun oluşup oluşmadığının tartışılması zorunluluğu,
b) TCK’da hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü hallerde, TCK’nın 61. maddesinde öngörülen ölçütlere göre somut olay irdelenip, anılan Kanunun 3. maddesindeki fiille orantılı ceza verilmesi ilkesi de gözetilerek, öncelikle seçenekli yaptırımlardan hangisinin seçildiğinin gösterilmesi, sonrasında da alt ve üst sınırlar arasında temel cezanın belirlenmesi gerekir. Her ne kadar TCK’nın 125/3. maddesinde cezanın alt sınırının 1 yıldan az olamayacağı düzenlenmiş ise de, bu düzenlemenin temel cezanın adli para cezası olarak seçilmesine engel olmayacağı gözönünde bulundurulmadan ve yeterli gerekçe gösterilmeden temel ceza olarak hapis cezası tercih edilmesi,
c) Sanık hakkında TCK’nın 125/3-a.maddesi gereğince hükmolunan 1 yıl hapis cezasından, aynı Kanun’un 125/4. maddesi gereğince 1/6 oranında artırım yapılması gerekirken 1/4 oranında artırım yapıldığı, devamı maddelerinin uygulanması sonucu 11 ay 20 gün hapis cezası yerine 1 yıl 15 gün hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle fazla ceza tayini,
d) Hakaret suçundan mahkum olduğu 1 yıl 15 gün süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, TCK’nın 51/3. maddesi uyarınca belirlenen denetim süresinin mahkum olunan ceza süresinden az olamayacağının gözetilmemesi,
e) Hakaret suçundan mahkum olduğu 1 yıl 15 gün süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, TCK’nın 53/1-3. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık … müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 26/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.