Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2020/2224 E. 2020/11162 K. 12.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/2224
KARAR NO : 2020/11162
KARAR TARİHİ : 12.10.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü.
A-Sanık müdafiinin katılanlar … ve …’e yönelik yaralama eylemlerden dolayı verilen mahkumiyetlere yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık hakkında katılanlara yönelik yaralama eylemlerinden dolayı mahkemenin 2015/107 esas sayılı dosyası kapsamında mahkumiyet kararı verildiği, verilen kararların kesin mahiyette olması nedeni ile bu hükümlere yönelik temyiz başvurusunun Yargıtay 4.Ceza Dairesi’nin 2018/2261 esas ve 2018/16767 karar sayılı ilamı ile reddedildiği ve kararların 08/10/2015 tarihi itibariyle kesinleştiği, sanık hakkında kesinleşen hüküm ile ilgili yeniden verilen kararın hukuki değerden yoksun olduğu anlaşıldığından sanık … müdafiinin temyiz isteği hakkında şimdilik bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
B-Katılan … vekilinin gerekçeli kararı yasal süre geçtikten sonra temyiz ettiği anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca katılan … vekilinin TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
C-Tehdit suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-CMK’nın 225/1. maddesi uyarınca, hangi fail ve fiil hakkında dava açılmış ise, ancak o fail ve fiili hakkında yargılama yapılarak hüküm kurulabileceği halde , iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu iddia olunan eylemin dışına çıkılması, dolayısıyla davaya konu edilmeyen fiil veya olaydan dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması kanuna açıkça aykırılık oluşturmaktadır.
Somut olaydaki iddianame anlatımında, sanığın katılanlara yönelik tehdit suçundan açılmış bir dava bulunmadığı sadece sevk maddesine yer verildiği gözetilmeden, iddianamedeki eylem ile bağlılık kuralı dikkate alınmayıp, dava açılmayan tehdit suçundan sanık hakkında yazılı şekilde karar verilerek, CMK’nın 225/1. maddesine aykırı davranılması,
2-Sanığın aşamlarda suçlamaları kabul etmediği, tanıklar …ve …’ın kovuşturma evresindeki beyanlarında sanıkların bulundukları restauranta geldiklerini ve “sizi burada yaşatmayacağız” şeklinde tehdit ettiklerini belirtmeleri karşısında sanık, katılanlar ve tanıkların tüm aşamalardaki anlatımlarının yöntemince irdelenmesi, ifadeler arasındaki çelişkilerin giderilmesi ve hangi anlatıma hangi nedenlerle üstünlük tanındığı açıklanıp sonucuna göre tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve yetersiz gerekçe yazılı şekilde hükümler kurulması,
3-Kabule göre de;
a-Katılan …’in uzlaştırma raporunda uzlaşmayı kabul ettiğini beyan etmesine rağmen imzadan imtina etmesi nedeniyle uzlaştırma raporunda imzasının bulunmadığının anlaşılması karşısında, tarafların uzlaşıp uzlaşmadıkları konusunda oluşan çelişkinin mahkemece giderilmesi gerekirken tarafların uzlaşamadığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-Gerekçeli karar içeriğine göre, sanığın tehdit suçunu, katılanlar …, … ve temyiz kapsamı dışında uzlaşma önerisini kabul eden …’e karşı tek eylemle işlediğinin kabul edilmesi karşısında, sanık hakkında tayin olunan cezaların, TCK’nın 43/2. maddesi yollamasıyla 43/1. maddesi uyarınca artırılması gerekirken katılan sayısınca mahkumiyet hükmü kurularak fazla ceza tayini,
c-Bozulan ilk kararda, sanık hakkında katılanlar … ve …’e yönelik tehdit suçundan verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmiş olması karşısında, bozmadan sonra tehdit suçundan verilen hapis cezasının da 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi gereği adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
d-Katılan …’e uzlaştırma formuna ilişkin tebligatın duruşmada bildirdiği en son adrese yapıldığı ancak tebligatta hangi komşusuna haber verildiğine ve komşunun imzadan imtina edip etmediğine dair hususlara yer verilmediği ve Tebligat Kanunu 21/2 madde gereğince mahalle muhtarına bırakılmak suretiyle usulsüz olarak yapılması,
e-17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Yasa’nın 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 251. maddesinde “Basit Yargılama Usulü”ne ilişkin düzenleme ve 252. maddesinde de verilecek kararla ilgili özel yasa yolu (itiraz) getirilmiştir.
17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; “01.01.2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz” hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25.06.2020,2020/16,2020/33; R.G. 19.08.2020, Sayı:31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin aynı bentte yer alan, “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun’un 2/1 -(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkumiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen, yeni düzenlemenin,7188 sayılı Kanun’un 31. maddesi gereğince, 5271 sayılı sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddesiyle “kovuşturma evresine geçilmiş” dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK’nın 251/1 maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 7 ve 5271 sayılı CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken katılanlar … ve …’e yönelik eylemlerden dolayı yeniden yargılama yapılırken 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.