Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2020/20799 E. 2020/11608 K. 13.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/20799
KARAR NO : 2020/11608
KARAR TARİHİ : 13.10.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca, sanık tarafından denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde, duruşma açılmasını müteakip, sanığın duruşmaya gelmediği takdirde yokluğunda duruşmaya devam edilerek hükmün açıklanacağına ilişkin ihtarı içeren meşruhatlı davetiye ile duruşmadan haberdar edilerek savunması alındıktan sonra, hükmün açıklanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, sanığa gönderilen davetiyede bu meşruhat bulunmamasına rağmen bu husus gözetilmeyerek duruşmaya devamla, sanığın savunması ve delilleri sorulmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılarak mahkumiyet hükümleri kurulmak suretiyle CMK’nın 147, 176, 177, 191. maddelerine muhalefet edilmesi,
2- Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları verildiği, sanığın yokluğunda verilen bu hüküme ilişkin tebligatın en son bildirdiği adrese Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi uyarınca tebligat çıkarılıp iade geldiği, aynı Kanun’un 21/2. maddesi gereğince tebligat çıkarılması gerekirken daha önce tebligat yapılmayan adresine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ işleminin yapılması nedeniyle usulsüz olduğundan kararın kesinleşmediği anlaşılmakla, kesinleşmeyen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları nedeniyle CMK’nın 231/11. maddesindeki şartlar oluşmamasına karşın, sanık hakkında mahkumiyet hükümlerinin açıklanmasına karar verilmesi,
Kabule göre de;
17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile ; “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz” hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25/06/2020, 2020/16, 2020/33; R.G. 19/08/2020, Sayı: 31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin aynı bentte yer alan, “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun’un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkumiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen, yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesi gereğince, 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddesiyle “kovuşturma evresine geçilmiş” dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK’nın 251/1 maddesi kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 7 ve 5271 sayılı CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirdiğinden, sanık …’nun temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye aykırı olarak sair yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamının bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine 13/10/2010 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.