Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2020/20770 E. 2020/11549 K. 13.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/20770
KARAR NO : 2020/11549
KARAR TARİHİ : 13.10.2020

KARAR

Hakaret suçundan sanık …’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 125/4, 43/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 2.180,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2018 tarihli ve 2017/608 esas, 2018/779 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında;
“Kararın gerekçe bölümündeki “Sanığın CMK’nun 231 maddesinin uygulanmasına rıza gösterdiği ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarih 2008/11-250 esas 2009/13 karar sayılı içtihatında açıklanan ilkeler doğrultusunda yasal şartlar oluştuğundan Hükmün Açıklanması Geri bırakılmıştır. Sanığın sosyal durumu nazara alınarak ayrıca bir yarar sağlamayacağından denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmemiştir.” şeklinde belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında sanık hakkında hakaret suçundan verilen mahkumiyet kararına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmemek suretiyle hüküm ile gerekçe arasında çelişkiye sebebiyet verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Anayasanın 141/3. maddesinde belirtildiği üzere, mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli yazılması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın “Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar” başlıklı 230. maddesinde; (1) Mahkûmiyet hükmünün gerekçesinde aşağıdaki hususlar gösterilir:
a) İddia ve savunmada ileri sürülen görüşler.
b) Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; bu kapsamda dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi.
c) Ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesi; bu hususta ileri sürülen istemleri de dikkate alarak, Türk Ceza Kanununun 61 ve 62 nci Maddelerinde belirlenen sıra ve esaslara göre cezanın belirlenmesi; yine aynı Kanunun 53 ve devamı Maddelerine göre, cezaya mahkûmiyet yerine veya cezanın yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi.
d) Cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanaklar.” hükmüne yer verildiği,
Aynı Kanun’un 289. maddesinin (g) fıkrasında da hükmün 230 uncu madde gereğince gerekçeyi içermemesi, hukuka kesin aykırılık halleri arasında sayılmıştır.
Ayrıca, 5271 sayılı CMK’nın 225. maddesinde hükmün ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verileceği, hükme bağlamıştır.
İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükmün gerekçe kısmında, sanığın CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına rıza gösterdiği ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarih 2008/11-250 esas 2009/13 karar sayılı içtihadında açıklanan ilkeler doğrultusunda yasal şartlar oluştuğundan bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği belirtilmesine rağmen hüküm kısmında sanığın hakaret suçundan 2.180,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle CMK’nın 230. maddesine aykırı şekilde, hüküm ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu ve bu durumun aynı Kanun’un 289/1-g maddesine göre hukuka kesin aykırılık halini oluşturması nedeniyle, kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2018 tarihli ve 2017/608 esas, 2018/779 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 13/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.