Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2020/20717 E. 2020/16974 K. 18.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/20717
KARAR NO : 2020/16974
KARAR TARİHİ : 18.11.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet

KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Müşteki ve mağdurların yargılamasına katıldıkları Silifke 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 209/350 esas, 2010/166 karar sayılı ilamı ile çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 13 yıl 9 ay hapis cezasına hükümlü bulunan sanığın, hükümlü bulunduğu ceza infaz kurumu aracılığı ile TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonuna hitaben gönderdiği 10/12/2013 havale tarihli dilekçesinde, hükümlü olduğu cezasına konu ilamdan bahisle “…dünyadaki yargıçlar hakim Allah’ın ismi ile adı kelamıdır, tövbe haşa 13 seneyi geçen küsüratı var ceza kestiler, anamı, dinimi ben bir ettim, onlar bir defa skt…ler…” şeklindeki sözleri ile kamu görevlilerine hakaret suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, dilekçe kapsamından sanığın sosyal hayat tarzı ve kültürü ile birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu argo tarzındaki sözlerin mahkum edildiği eylemi ile hükmedilen ceza miktarının orantısızlığını da ortaya koymaya çalışan TCK’nın 128. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gereken iddia ve savunma dokunulmazlığı, hak arama kapsamında bulunduğu, olayda atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığından beraatine karar verilmesi yerine yazılı şekilde atılı suçtan cezalandırılmasına karar verilmesi,
2- Kabule göre de;
a) Sanık hakkında hüküm kurulurken TCK’nın 125/3-a maddesi hükmü gereği hükmedilen temel hapis cezasının 1 yıldan az olamayacağının gözetilmemesi,
b) 17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz” hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25/06/.2020, 2020/16, 2020/33; R.G. 19/08/2020, Sayı:31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin aynı bentte yer alan, “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun’un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkumiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumun da temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesi gereğince, 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddesiyle “kovuşturma evresine geçilmiş” dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK’nın 251/1 maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 7 ve 5271 sayılı CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirdiğinden, O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca cezayı aleyhe değiştirme yasağının gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayıp sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 18/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.