Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2020/19175 E. 2020/18295 K. 25.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/19175
KARAR NO : 2020/18295
KARAR TARİHİ : 25.11.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, örgüte üye olma, örgüte yardım etme
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A- Sanık …’in 15/06/2016 tarihli temyizinden 31/08/2016 tarihli dilekçe ile vazgeçtiği,
Anlaşıldığından, sanık …’in temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
B- Sanık …’un temyizinde,
Temyiz dilekçesinin, CMUK’nın 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süresinde verilmediği anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca tebliğnameye uygun olarak sanık …’un TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
C- Diğer hükümlerin temyizinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe içeriğine göre ve sanıklar … ve …’un eylemlerinin TCK’nın 204/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu kabul edilerek, yapılan incelemede:
1- Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve suça sürüklenen çocuk … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri,
Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve suça sürüklenen çocuk … … hakkında örgüte üye olmak suçundan verilen beraat kararları,
Sanıklar … ve … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat kararları,
Sanıklar …, …, …, … hakkında örgüte yardım etme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyizinde,
Sanıklar ve suça sürüklenen çocuklara atılı suçlara ilişkin yasa maddesinde öngörülen cezaların üst sınırı uyarınca, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e, 66/2 ve 67. maddelerine göre, suçların tabi bulunduğu olağanüstü dava zamanaşımlarının gerçekleştiği anlaşıldığından, O yer Cumhuriyet Savcısı ve sanıklar …, , suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle, yerinde görülmekle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanıklar ve suça sürüklenen çocuklar hakkında açılan kamu davalarının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle, 5237sayılı TCK’ nın 66/1-e, 66/2, 67 ve CMK. nın 223/8. maddeleri gözetilerek DÜŞMESİNE,
2- Sanık … hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan kurulan hükmün temyizinde;
UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kaydına göre, sanığın 19/08/2020 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında, ölümün doğruluğu kesin biçimde saptanarak, sonucuna göre TCK’nın 64 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince bir karar verilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık …’nün temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak başkaca yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN BOZULMASINA,
3- Sanık … hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan kurulan hükmün temyizine gelince, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
a) TCK’nın 220. maddesinde tanımlanan “örgütün” varlığının kabul edilebilmesi için hiyerarşik ilişki içinde olan en az üç kişiden teşekkül etmesi, örgütün yapısının sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan belirsiz sayıda suçları işlemeye elverişli bulunması, suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşme ile işbirliği, eylemli paylaşım anlayışı içinde hareket etmesi ve bu amaçlar doğrultusunda faaliyette bulunup, “devamlılık” göstermesi gerekir.
Örgüt niteliği itibarıyla devamlılığı gerektirdiğinden, kişilerin belli bir suçu işlemek veya bir suç işlemek için bir araya gelmesi halinde, örgütten değil iştirak iradesinden söz edilebilecektir. Ancak, amaçlanan suçları işlemede kolaylık sağladığı için işlenmesi amaçlanan suçlar açısından hazırlık hareketi niteliğinde olan örgütün varlığı için, amaç suçları işleme zorunluluğu olmadığı da dikkate alındığında, devamlılığın belirlenmesi noktasında yalnız amaç suçların sürekli bir şekilde işlenmesi değil, öncelikli olarak, amaç suçları sürekli biçimde işleme kararlılığının mevcut olup olmadığının araştırılması zorunludur.
Örgüt soyut bir birleşme değildir, bünyesinde hiyerarşik bir ilişki hakimdir. Bu hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Bu ilişki dolayısıyla örgüt, mensupları üzerinde hakimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; sanıkların bazı olaylar açısından aralarında iştirak iradesinin bulunduğu anlaşılmış ise de, üye ve yönetici kabul edilen sanıkların aralarında gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişki ile işbölümü ve suç işleme iradesinde devamlılığın saptanamadığı ve örgüt mensubu olarak kabul edilen kişiler arasında organize olmuş bir birliktelikten söz edilemeyeceği anlaşılmakla, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden, yüklenen suçtan sanık hakkında beraat kararı yerine mahkumiyet kararı verilmesi,
b) Kabule göre de; örgütü kurma ve yönetme suçundan mahkum olan sanık hakkında TCK’nın 58/9. maddesinin uygulanmaması,
Kanuna aykırı ve sanık …’un ileri sürdüğü nedenler yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, CMUK’nın 325. maddesi uyarınca bozma ilamının sanık …’a sirayetine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 25/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.