Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2020/18293 E. 2020/20821 K. 22.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/18293
KARAR NO : 2020/20821
KARAR TARİHİ : 22.12.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak,
1- Sanıklar hakkında müşteki …’in dolandırıldığı olaya benzer şekilde başka şahısları da dolandırdıkları, bu olaylarla ilgili İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 2011/95685, 95692, 96426, 96937 ve 98087 soruşturma sayılı iddianamelerle dava açıldığının ve böylece dolandırıcılık suçunu işlemek amacıyla örgüt kurduklarının iddia edildiği olayda, iddinamede belirtilen sanıklar hakkındaki dosyalar getirtilip incelenerek birleştirilmesi, birleştirme kararı verilmesinin mümkün olmadığı takdirde ise ilgili belgelerin onaylı suretlerinin denetime olanak verecek şekilde dosyaya konulup tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanık …’in suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle hüküm kurulması,
2- TCK’nın 220. maddesinde tanımlanan “örgütün” varlığının kabul edilebilmesi için, hiyerarşik ilişki içinde olan en az üç kişiden teşekkül etmesi, örgütün yapısının sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan belirsiz sayıda suçları işlemeye elverişli bulunması, suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşme ile işbirliği, eylemli paylaşım anlayışı içinde hareket etmesi ve bu amaçlar doğrultusunda faaliyette bulunup, “devamlılık” göstermesi gerekir.
Örgüt niteliği itibarıyla devamlılığı gerektirdiğinden, kişilerin belli bir suçu işlemek veya bir suç işlemek amacı için bir araya gelmesi halinde, örgütten değil iştirak iradesinden söz edilebilecektir. Ancak, amaçlanan suçları işlemede kolaylık sağladığından, işlenmesi amaçlanan suçlar açısından hazırlık hareketi niteliğinde olan örgütün varlığı için, amaç suçları işleme zorunluluğu olmadığı da dikkate alındığında, devamlılığın belirlenmesi noktasında yalnız amaç suçların sürekli bir şekilde işlenmesi değil, öncelikli olarak, amaç suçları sürekli biçimde işleme kararlılığının mevcut olup olmadığının araştırılması zorunludur.
Somut olayda, sanıklar arasında gevşek de olsa hiyerarşik bir yapının bulunup bulunmadığı irdelenerek, nasıl bir organik ve hiyerarşik ilişki içerisinde, kim/kimlerin örgüt yöneticisi/kurucusu kimlerin de örgüt üyesi olduğu belirlenerek, fiilen bir araya gelerek amaçlanan suçları tam bir işbirliği ve eylem paylaşımı anlayışı çerçevesinde süreklilik ve devamlılık gösterecek şekilde işlediklerini gösterir delillerin hükümde açıkca gösterilmesi, bu delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yukarıdaki örgüt tanımının ne şekilde gerçekleştiği açıklanıp tartışılmadan sanık … hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
3- Hükümden sonra 24/10/2019 tarihinde yürürlüğe giren, 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik CMK’nın 253. maddesi uyarınca, uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte ve aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağına ilişkin düzenleme karşısında; somut olayda sanık …’in uzlaşma kapsamında olmayan TCK’nın 220. maddesinde düzenlenen suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun mağdurunun kamu olması ve aynı Kanun’un 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunun mağdurunun ise … olması nedeniyle anılan Kanun hükümleri ile değişik CMK’nın 253/3. maddesinin uygulama alanı bulmayacağı ve hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik CMK’nın 253/1. madde hükmü uyarınca, sanık …’in üzerine atılı TCK’nın 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması nedeniyle CMK’nın 254. maddesi uyarınca dolandırıcılık suçuna ilişkin olarak usulünce uzlaştırma işlemleri yerine getirilip, sonucuna göre sanık …’in dolandırıcılık suçundan hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
4- Sanıklar …’in UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kaydına göre, 25/11/2017, sanık …’in ise 18/02/2019 tarihinde öldüklerinin anlaşılması karşısında, ölümün doğruluğu kesin biçimde saptanarak, sanıklar hakkında açılan kamu davalarının TCK’nın 64 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşmesine karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, … ve …’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hüküm, diğer sanıklar hakkında dolandırıcılık ve suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçlarından başkaca yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 22/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.