Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2020/1761 E. 2022/4835 K. 15.02.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/1761
KARAR NO : 2022/4835
KARAR TARİHİ : 15.02.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-7201 sayılı Tebligat Kanununun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre tebligat yapılması gerekir.
Somut olayda, katılana uzlaşma bürosu tarafından gönderilen uzlaştırma teklifini içeren tebligatın, katılanın adresten taşındığından bahisle iade edildiğinin anlaşılması karşısında, katılana usulüne uygun şekilde tebligat yapılmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanığın sabıkasında görülen ilamın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olması, CMK’nın 231/8. maddesine 28/06/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanunun 72. maddesiyle “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” cümlesi eklenmiş ise de, suç tarihi itibarıyla anılan düzenlemenin yürürlükte bulunmaması nedeniyle sabıka kaydındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ilamın, engel oluşturmaması karşısında, sanık hakkında diğer koşullar değerlendirilmeden, ”Denetim süresi içerisinde yeniden kasıtlı suç işlediği” şeklindeki kanuni olmayan gerekçe ile ertelemeden daha lehe olan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3-17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesiyle değişik CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, CMK’ya 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14/01/2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve CMK’nın 251/1. maddesi kapsamına giren suç yönünden; Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 7 ve CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın temyiz sebepleri yerinde görülmekle, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayıp sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.