Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2020/17143 E. 2022/18823 K. 05.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/17143
KARAR NO : 2022/18823
KARAR TARİHİ : 05.10.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, görevi yaptırmamak için direnme

KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanıkların duruşmada bildirdikleri adresleri yerine doğrudan mernis adreslerine çıkarılan tebligatların usulsüz olmaları nedeniyle öğrenme üzerine gerçekleştirilen temyiz istemleri süresinde kabul edilerek, dosya görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık …’ın atılı suçlamaları kabul etmemesi, 04/07/2012 tarihli tutanak ile haciz tutanağında ve katılan …’nın aşamalardaki beyanlarında, sanık …’ın görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsuru olabilecek cebir ve/veya tehdit niteliğinde bir eylemine ve sinkaflı sözler söylendiğine dair herhangi bir anlatıma yer verilmemesi karşısında, katılan …’nın beyanında, sanık …’ın annesi olan diğer sanık ile birlikte haczin yapılmasını engellemek amacıyla kapının önüne geçip, tehdit niteliğinde sözler söylediğini ve sinkaflı küfür ettiğini belirttiği anlaşılmakla, öncelikle 04/07/2012 tarihli tutanakta imzası bulunan polis memurlarının tanık sıfatıyla dinlenmesi ve anlatımlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, giderilemediği takdirde hangi beyana hangi nedenle üstünlük tanındığının açıklanıp tartışılması ve sanık …’ın somut olarak hangi eylemleri gerçekleştirdiğinin kabul edildiği, bunların ne surette direnme suçunda aranan cebir veya tehdit unsurlarına vücut verdiği ve sanığın davaya konu edilen sinkaflı sözleri söyleyip söylemediğinin belirlenmesi ile birlikte hakaret olarak kabul edilen ifadelerin de gerekçeye açıkça yansıtılması gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle sanık … hakkında hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından mahkumiyet hükmü kurulması,
2-Seçimlik yaptırım öngören hakaret suçunda, hapis cezasının tercih edilme gerekçesinin belirtilmemesi,
3-TCK’nın 62. maddesinin ikinci fıkrasında takdiri indirim nedenleri sayıldıktan sonra “gibi” denilmek suretiyle takdiri indirim nedenlerinin kanunda sayılanlarla sınırlı olmadığı, aksine bunların örnek olarak sayıldığı açıkça vurgulanmıştır. Burada sayılan “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri” gibi nedenler, uygulamada hâkimi sınırlayıcı değil, yol gösterici nitelikteki gerekçelerdir. Serbest takdir sisteminin bir gereği olarak da olayda sanık yararına takdiri indirimin uygulanmasını gerektiren nedenlerin varlığını veya yokluğunu belirleme yetkisi yargılamayı yapan hâkime ait olacaktır. Zira yargılama süreci boyunca maddi gerçeğe ulaşma ve adaleti sağlama yolunda çaba harcayan hâkim, sanığı birebir gözlemleyen ve bu bağlamda takdiri indirim nedenlerinin varlığı ya da yokluğunu en iyi tespit edebilecek konumdaki kişidir. Hâkim; “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri”nin yanında, her somut olaya göre değişebilecek ve önceden öngörülemeyecek nedenleri de birlikte değerlendirerek, bu hususta hak, adalet ve nasafet kurallarına uygun biçimde uygulama yapacaktır.
07/06/1976 tarihli ve 3-4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile bu doğrultudaki birçok Ceza Genel Kurulu kararında açıkça vurgulandığı üzere; kanun koyucu, hâkime takdiri indirim hükmünün uygulanması konusunda geniş bir takdir yetkisi tanıyarak, uygulamada çıkabilecek olan ve önceden öngörülme imkânı bulunmayan çeşitli hâlleri kapsayacak bir kalıp bulmanın zorluğu karşısında, hâkimin bu yetkisini sınırlamaktan özenle kaçınmış, bu tavrını 5237 sayılı TCK’da da devam ettirmiştir. Ancak, hâkimin bu konudaki takdir yetkisi sınırsız değildir. Bütün kararlarda olduğu gibi takdiri indirimin uygulanmasına veya uygulanmamasına ilişkin kararlar da gerekçeli olmalıdır. Bununla birlikte gösterilen gerekçelerin hak, adalet ve nasafet kuralları ile dosya içeriğine uygunluğunun Yargıtay denetimine tâbi olacağında da şüphe bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında, sabıkasız olan sanıkların, duruşma tutanaklarına yansıyan herhangi bir olumsuz davranışlarının olmaması ve hükmü veren hakim ile yüz yüze duruşmada bulunmamış olmaları karşısında, dosya kapsamıyla uyumlu olmayan, yetersiz gerekçeyle sanıklar hakkında TCK’nın 62. maddesinin uygulanmaması,
Kanuna aykırı ve sanıklar … ile, …’un temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 05/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.