Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2020/16877 E. 2022/15917 K. 23.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/16877
KARAR NO : 2022/15917
KARAR TARİHİ : 23.06.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet

K A R A R
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre; tebliğ işleminin öncelikle sanığın beyan ettiği en son adresine yapılması gerektiği, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip, bu adrese tebligatın yapılması gerekirken, sanığın doğrudan MERNİS adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı, sanığın verdiği temyiz dilekçesinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanığa ait adli sicil kaydında bulunan iki adet ilamın silinme koşullarının oluşması, diğer iki ilamın ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olması, suçtan doğan maddi bir zararın bulunmaması, sanığın 11/12/2013 tarihli celsede hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini kabul etmesi, CMK’nın 231/8. maddesine 6545 sayılı Kanunun 72. maddesiyle “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” cümlesi eklenmiş ise de, suç tarihi itibariyle adli sicil kaydında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ilamın engel oluşturmaması karşısında, CMK’nın 231/6-b maddesinde açıklanan “kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları” irdelenip sanığın yeniden suç işleyip işlemeyeceği yönünde nasıl bir kanaate varıldığı açıklanmadan, “sanığın engel sabıkası bulunduğu” şeklinde kanuni olmayan gerekçe ile 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2-17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesiyle değişik CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, CMK’ya 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “ hükme bağlanmış” ibaresinin Anayasa Mahkemesinin 14/01/2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve CMK’nın 251/1. maddesi kapsamına giren suç yönünden Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 7 ve CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirdiğinden, sanık …’in temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 23/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.