Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2020/1305 E. 2020/8359 K. 30.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/1305
KARAR NO : 2020/8359
KARAR TARİHİ : 30.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, silahla tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, ceza verilmesine yer olmadığı

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
A-Sanık … hakkında tehdit suçundan kurulan hüküm yönünden;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Mağdur …’in kendisine “bana bak …’i sen kışkırtıyorsun, o yüzden böyle olay çıkartıyor, benim canımı sıkma, vururum seni, kafana sıkarım” demesi ve sinkaflı küfürler etmesi üzerine sinirlenerek “asıl ben senin kafana sıkarım” dediğini kabul eden sanık …’ın eyleminin meşru savunma sınırları içinde olmayıp TCK’nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik niteliğinde bulunduğu gözetilmeksizin, yerinde olmayan gerekçe ile meşru savunma sınırları içinde kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi,
2-(1) nolu bozmaya uyulduğu takdirde; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
3-Kabule göre de; sanığın eyleminin TCK’nın 25. maddesi uyarınca meşru savunma kapsamında kaldığının kabul edilmesi karşısında, TCK’nın 25/1 ve CMK’nın 223/2-d maddeleri uyarınca beraat kararı verilmesi gerekirken, ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi,
B-Sanık … hakkında silahla tehdit suçlarından kurulan hükümler yönünden;
1-Akıl hastası olduğu kabul edilen sanığa, zorunlu müdafi tayin edilmeden sorgusu yapılarak CMK’nın 150/2. maddesine aykırı davranılması,
2- Sanığın suç tarihi itibariyle TCK’nın 32. maddesi uyarınca “akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış ya da önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda aldırılacak raporun Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulundan ya da tam teşekküllü ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesinden alınması gerektiği gözetilmeden,… Eğitim ve Araştıma Hastanesi Psikiyatri Kliniği’nden alınan 14.03.2012 tarihli tek hekim imzalı raporuna istinaden ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi,
3-Sanığın aşamalardaki savunmalarında suçlamayı reddetmesi karşısında; sanığın savunmasına neden itibar edilmediği, mağdurların beyanlarına hangi gerekçeyle üstünlük tanındığının denetime olanak verecek şekilde açık olarak gerekçeye yansıtılması gerektiği gözetilmeden yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,
4-Kabule göre de;
a-Sanığın mağdurlar …, …ve …a yönelik aynı gün,aynı olay bütünlüğü ve kısa zaman aralığı içerisinde gereçekleşen tüm eylemlerinin tek zincirleme silahla tehdit suçu kapsamında kaldığı gözetilmeksizin, iki kez TCK’nın 106/2,a, 43/2. maddeleri uygulanmak suretiyle fazla ceza tayini,
b-Sanık hakkında “silahla tehdit” suçlarından TCK’nın 43/2. maddesi uyarınca yapılan artırım ile tayin olunan 2 yıl 6 ay hapis cezalarından TCK’nın 32/2. maddesi gereğince indirim yapılırken “2 yıl 1 ay” hapis cezaları yerine “1 yıl 13 ay” hapis cezalarına hükmedilmek suretiyle eksik cezalar tayini,
c-Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 30/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.