YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/5677
KARAR NO : 2021/29761
KARAR TARİHİ : 21.12.2021
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Silahla tehdit, mala zarar verme, konut dokunulmazlığının ihlali, hakaret, kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanıklar
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre mağdur …’ya yönelik kasten yaralama suçundan sanık … hakkında zamanaşımı süresi içinde suç duyurusunda bulunulabileceği anlaşılarak, dosya görüşüldü:
1- Sanık … hakkında hakaret suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, karar tarihi itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık …’un tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2- Sanık … hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde,
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
Sanığa yükletilen mala zarar verme eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulama olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık …’un temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenle BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararların açıklanan noktasının; tebliğnameye kısmen uygun olarak, “TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluklarının uygulanmasına ilişkin kısmın karardan çıkartılması” biçiminde HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3- Sanıklar hakkında kasten yaralama, konut dokunulmazlığının ihlali ve sanık … hakkında silahla tehdit suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde ise, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
a) Sanık … hakkında silahla tehdit suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde,
Dairemizce de benimsenen YCGK’nın 16/04/2013 tarih, 2012/6-1307 Esas, 2013/151 sayılı kararında da belirtildiği üzere; CMK’nın 170, 225. maddelerindeki düzenlemelere göre, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu iddia olunan eylemin dışına çıkılması, dolayısıyla davaya konu edilmeyen fiil veya olaydan dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması kanuna açıkça aykırılık oluşturacaktır. Öğretide “davasız yargılama olmaz” ve “yargılamanın sınırlılığı” olarak ifade edilen bu ilke uyarınca hâkim, ancak hakkında dava açılmış bir fiil ve kişi ile ilgili yargılama yapabilecek ve önüne getirilen somut uyuşmazlığı hukuki çözüme kavuşturacaktır.
Soruşturma aşamasında elde ettiği delillerden ulaştığı sonuca göre iddianameyi hazırlamakla görevli iddia makamı, düzenlenen iddianame ile CMK’nın 225/1. maddesi uyarınca kovuşturma aşamasının sınırlarını belirlemektedir. Bu bakımdan iddianamede, yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiil/fiillerin nelerden ibaret olduğunun hiçbir tereddüte yer bırakmayacak biçimde açıklanması zorunludur. Böylelikle sanık; iddianameden üzerine atılı suçun ne olduğunu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde anlamalı, buna göre savunmasını yapabilmeli ve delillerini sunabilmelidir.”
Bu itibarla, sanık hakkında tehdit suçundan usulüne uygun olarak açılmış bir davanın bulunmadığı gözetilmeden, TCK’nın 106/2-a maddesinden ek savunma alınarak hüküm kurulmak suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 225. maddesinin 1. fıkrasına aykırı davranılması,
b) Sanıklar hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümde, katılanlar …, … ve …’nın soruşturma aşamasında sanıkların çadıra girmeleri suretiyle darp eylemlerini gerçekleştirdikleri şeklinde beyanda bulunmalarına rağmen kovuşturma aşamasında sanıkların çadıra girip girmediğine ilişkin bir beyanlarının bulunmaması nedeniyle bu beyanlar arasındaki çelişki giderilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
c) Katılan … hakkında düzenlenen raporda, “deride ve çenede kesinin mevcut olduğu, kafada, boyunda ve vücutta ekimoz mevcut, basit tıbbi müdahale ile giderilemez” şeklinde görüş belirtilmiş olması karşısında, katılan …’nın yarasının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde olup olmadığı ile yüzde sabit iz bırakıp bırakmayacağı yönünde uzman doktor raporu aldırılmaksızın pratisyen hekim tarafından verilen yetersiz rapora dayanılarak eksik araştırma ile sanıklar hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması,
d) Sanıklar hakkında konut dokunulmazlığının ihlali ve katılan …’ya yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hükümlerde haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasına karşın sanıklar hakkında katılan …’ya yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hükümlerde yeterli gerekçe gösterilmeden haksız tahrik hükümleri uygulanmayarak çelişki oluşturulması,
e) Sanık …’un lehe hükümlerin uygulanması talebinin, TCK’nın 50. maddesindeki hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesini de kapsadığı gözetilerek, CMK’nın 230/1-d maddesi uyarınca, bu hususta kanuni dayanakları da gösterilerek katılan …’ya yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hükümde olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,
f) TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun, uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … ile …’un temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, sanıklar hakkında katılan …’ya yönelik kasten yaralama suçundan yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca cezayı aleyhe değiştirme yasağının gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.