Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2019/4514 E. 2019/12913 K. 09.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/4514
KARAR NO : 2019/12913
KARAR TARİHİ : 09.07.2019

Sanık … hakkında silahla tehdit, yaralama, 6136 sayılı Kanuna aykırılık ve mala zarar verme suçlarından yapılan yargılama sonunda bu suçlardan mahkumiyetine dair, Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesince 12/12/2013 gün ve 2013/48 Esas, 2013/575 Karar sayılı hükümlerin sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 16/05/2019 gün ve 2015/2649 Esas, 2019/9192 sayılı kararıyla;
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen tehdit yaralama, 6136 sayılı Kanuna aykırılık ve mala zarar verme eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık … müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA karar verilmiştir.
I- İTİRAZ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20/06/2019 gün ve 1-2014/66681 sayılı yazısı ile,
İTİRAZ EDİLEN KARAR: Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 16/05/2019 gün ve 2015/2649 Esas, 2019/9192 Karar sayılı kararı.
İTİRAZ EDEN : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

KONUNUN TAKDİMİ : Sanık … hakkında “Kasten öldürmeye teşebbüs etmek, mala zarar vermek, 6136 sayılı yasaya muhalefet” suçlarından cezalandırılması istemi ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucu, Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/12/2013 gün ve 2013/48 esas, 2013/575 karar sayılı hükmü ile sanığın:
1- Tehdit suçundan; 5237 Sayılı TCK.nun 106/2-a, 62/1, 63 ve 54. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası, 53/1-2-3 md. Hak Yoksunluğu, 58 maddesi uyarınca mükerrirlik,
2- Kasten yaralama suçundan; 5237 Sayılı TCK.nun 86/2, 86/3-e, 62/1, 63 ve 54. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası, 53/1-2-3. md. Hak Yoksunluğu, 58. maddesi uyarınca mükerrirlik,
./..

.2.

3- Mala zarar verme suçundan; 5237 sayılı TCK.nun 151/1, 62, 63 ve 54. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası, 53/1-2-3. md. Hak Yoksunluğu, 58. maddesi uyarınca mükerrirlik,
4- Ruhsatsız silah taşıma suçundan; 6136 sayılı Yasa’nın 13/1, 5237 sayılı TCK.nın 62/1, 63, 52/2 ve 54. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ve 500 TL adli para cezası, 53/1-2-3 md. hak yoksunluğu, 58.maddesi uyarınca mükerrirlik,
5- Birleştirilen dosyada 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçu nedeniyle kamu davasının CMK’ nın 223/8. maddesi uyarınca reddine karar verildiği, hükmün yasal süresi içerisinde sanık müdafileri tarafından temyiz edildiği.
Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından 26/01/2015 tarih ve 2014/66681 numaralı tebliğname düzenlenmiştir.
Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesi tarafından yapılan temyiz incelemesi sonucunda;
16/05/2019 gün ve 2015/2649 Esas, 2019/9192 Karar sayılı ilamla; yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen tehdit, yaralama, 6136 sayılı Kanuna aykırılık ve mala zarar verme eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunlarda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık … müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, oybirliğiyle karar verilmiştir.
28/05/2019 tarihinde Başsavcılığımıza gelen mezkur karara karşı, sanığın eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu gerekçesiyle sanık aleyhine aşağıda belirtilen nedenlerle, itiraz edilmesi gerekmiştir.
İTİRAZ NEDENLERİ :
Dosya kapsamına göre, sanığın kasten öldürmeye teşebbüs etme suçunu işlediği iddiasıyla açılan davada, yerel ağır ceza mahkemesince sanığın eylemlerinin; silahla tehdit, kasten yaralama, mala zarar verme ve 6136 sayılı Yasa’ya muhalefet suçlarını oluşturduğundan bahisle mahkumiyetine karar vermiştir.
Hükmün sanık müdafisi tarafından temyizi üzerine, Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesince incelenmiş, oy birliği ile temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.
Başsavcılığımız ile Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesi arasındaki uyuşmazlık, sanık hakkındaki suç vasfına ilişkindir.
./..
.3.

Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanık …’ın diğer katılan … ile evli olan katılan … ile birlikte yaklaşık 2 yıldır gönül ilişkisi içinde olduğu, katılan … için çok para harcaması nedeniyle olay tarihinden bir hafta önce katılan …’ya “kocanı çağır onu öldüreceğim, 40 milyar verip karısından ayrılsın” şeklinde sözler söylediği, bu nedenle aralarında husumet oluştuğu, olay tarihinde de katılanların araçla seyir halinde oldukları sırada sanığın kullandığı araçla karşılaştıkları, sanığın elini çıkartıp katılan …’a seninle görüşeceğiz işareti yapıp, takip etmeye başladığı, olay mahalline geldiklerinde sanığın katılan …’ın bulunduğu bölgeyi hedef alarak tabanca ile iki el ateş ettiği, yapılan atışlardan birinin Can’ın kolunu sıyırarak basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmasına neden olduğu anlaşılmıştır.
TCK.nun 21. maddesine göre kast, “suçun kanuni tanımındaki maddi unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir”,
Fail, bir insanı öldürmek için elverişli vasıtalarla doğrudan doğruya icraya başlamış, ancak ölüm meydana gelmemiş, hatta mağdur yaralanmamış dahi olabilir.
Kasten öldürme ile yaralama suçlarını birbirinden ayıran kriterler;
a) Fail ile mağdur arasında olay öncesine dayalı, öldürmeyi gerektirir bir husumetin bulunup bulunmadığı,
b) Olayda kullanılan vasıtanın öldürmeye elverişli olup olmadığı,
c) Mağdurdaki darbe sayısı ve şiddeti,
d) Darbelerin vurulduğu bölgenin hayati önem taşıyıp taşımadığı,
e) Failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi haller olarak sıralanabilir.
Bir fiilin öldürmeye teşebbüs mü yoksa yaralama mı olduğunu belirlemek için bu kriterlerin hepsinin birarada olması şart değildir.
Somut olaya gelince:
Katılanların kullandığı ve olay sırasında binmiş oldukları araçta yapılan incelemede, aracın panelvan minübüs olduğu, sol ön kapı camının kırık, sol ön kapı arka kısmında kaportada bir adet giriş – çıkış ve sağ arka kapı (sürgülü kapı) iç yüzeyinde isabet izinin olduğu, girişin olmadığı anlaşılmıştır.
Sanık … savunmasında; Katılan … ile yaklaşık 2 yıldır dost hayatı yaşadıklarını, kendisi ile cinsel anlamda da birlikteliklerinin olduğunu, bu süreç içerisinde Selda’nın bir çok masrafını dişlerinin yapılmasından kızının okul giderlerine kadar karşıladığını, olaydan 13 gün kadar önce de Kızılcahamam’da bulunan … Otelde bir gece birlikte kaldıklarını, katılan …’in de Selda ile olan bu cinsel birlikteliklerinden haberdar olduğunu düşündüğünü, katılanların oturdukları evin halılarını dahi temizlettiğini, Selda evli olduğu için onunla cinsel anlamda birlikte olurken kendisine eşinin bu işe ne diyeceğini, problem çıkarıp çıkarmayacağını sorduğunu, onun da eşinin karşı çıkmayacağını, daha önce kızının öğretmeni ile de cinsel ilişkiye girdiğini, eşinin bu durumu öğrenmesine rağmen tepki göstermediğini söylediğini, bu şekilde ilişkilerine devam ettiklerini, olay günü araba ile giderken kırmızı ışıkta katılanların içinde bulunduğu araba ile karşılaştığını, katılan …’ın kendisine hitaben küfürler ederek “Eşimin peşinde niçin dolaşıyorsun” dediğini, kendisini uyarmasına rağmen küfürlerine devam ettiğini, bu duruma sinirlendiğini, arabadan inmeksizin araçta bulundurduğu ruhsatsız tabanca ile yaklaşık 1,5 – 2 metre mesafeden katılanların bulunduğu araca ateş ettiğini, aralarındaki mesafe nedeni ile isteseydi rahatlıkla katılan …’ı vurabileceğini, onu vurmak amacı ile hareket etmediğini, amacının korkutmak olduğunu, üzerime atılı suçlamayı bu şekli ile kabul ettiğini beyan etmiştir.
Katılan … ifadesinde; sanık ile yaklaşık 1 yıldır tanıştıklarını, sanığın yalan söylediğini, sanıkla aile ortamında görüştüklerini, yargılama konusu olaydan kısa süre önce sanığın kendisini ve eşini tehdit ettiğini, 40.000 TL alacağı olduğunu söylediğini, bu davranışına anlam veremediğini, kendisinden borç para da almadığını, olay günü İbo Osman Caddesi’nde kırmızı ışıkta araç ile dururken sanığın da aracı ile yanlarına geldiğini, onun da kırmızı ışıkta durduğunu, kendisini görünce eli ile tehdit eder gibi işaretler yaptığını, aralarında hiç bir konuşma geçmediğini, birden sanığın bir tabanca çıkarıp iki el kendisine doğru ateş ettiğini, mermilerden birinin direksiyonda bulunan sol kolunu sıyırdığını ve araca saplandığını, diğer merminin ise kendisine temas etmeksizin araca saplandığını, sanığın öldürme kastı ile hareket ettiğini beyan etmiştir.
Katılan … ifadesinde; sanıkla hiç bir zaman cinsel anlamda birlikte olmadığını, kendisi ile cinsel birliktelik kurmak için sürekli tehdit ettiğini, olaydan bir süre önce de sanığın, eşinden 40.000 TL borçları olduğunu söyleyerek para istediğini, kendisine borçlarının olmadığını, birlikte yiyip içtikleri için kendilerini borçlu kabul ettiğini, sanık ile aile ortamında bir araya geldikleri ve yiyip içtiklerinin doğru olduğunu, ancak bu harcamaların nezaket gereği yapılan harcamalar olduğunu, olay günü eşi ile birlikte araba ile giderken kırmızı ışıkta durduklarında sanığın da aracı ile yanlarında durduğunu, kendilerine yaklaştığını, 1,5 metre mesafede olduğunu, aralarında bir başka aracın olmadığını, sanığın bir tabanca çıkararak iki kez içinde bulundukları araca doğru ateş ettiğini, aralarında herhangi bir konuşma geçmediğini, sanığın öldürme kastı ile hareket ettiğini beyan etmiştir.
Şu hale göre, karayolunda yan-yana giden araçlardan birinden diğerine en az iki kez ateş edildiği, ateş eden sanığın diğer araçta en iki kişi olduğunu gördüğü, yanyana hareket halindeki bir otomobilden yandaki otomobile ateş edilmesi halinde o otomobildeki kişilerin yaralanacağının, öleceğinin mutlak ve kaçınılmaz olduğu, sanığın elverişli silahla, çok yakın mesafeden, öldürücü nahiyelere en az iki defa ateş ettiği, mermilerden birinin mağdur …’in direksiyonda bulunan sol kolunu sıyırdığı, diğer merminin ise sol ön kapı arka kısmında kaportada bir adet giriş – çıkış ve sağ arka kapı (sürgülü kapı) iç yüzeyinde isabet ettiği anlaşılmıştır. Sanığın mağdurları takip edip kırmızı ışıkta durdukları sırada ateş edip kaçması, tüm bu haller birlikte değerlendirildiğinde, ateş edilen araçta bulunup yaralanan kişiye karşı olan eylemin yaralama, tesadüfen yaralanmayanlara karşı tehdit suçunu oluşturduğunu kabul etmenin imkansız olduğu, aynı araçtaki kişilere karşı gerçekleştirilen eylemde kastın bölünemeyeceği, sanığın ani gelişen kasıtla her iki mağdura karşı elverişli silahla, elverişli mesadefen en az iki kez ateş ettiği olayda, araçların hareket halinde olması nedeniyle öldürme fiilini tamamlayamadığı, bu nedenle sanığın öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gerektiği anlaşılmıştır.
5237 sayılı TCK.nun sistematiğine baktığımızda;
İnsan öldürme suçunun işlenmesini düzenleyen;
81. madde:
Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
Teşebbüs suçunu düzenleyen;
35. madde:
(1) Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.
(2) Suça teşebbüs hâlinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Suç niteliğinin belirlenebilmesi, sanığın kastının saptanması ile mümkündür. Esasen failin iç dünyasını ilgilendiren kastının belirlenmesinde, failin dışa yansıyan, olay öncesi, olay sırası ve sonrasındaki davranışları ölçü olarak alınmalıdır.
Tüm bu olgular olaysal olarak değerlendirilip sanığın kastı belirlenmelidir.
Somut olaya bakıldığında; taraflar arasında öldürmeyi gerektirecek husumet bulunmasa da, sanığın kastının belirlenmesinde kastın daha çok dış dünyaya yansıyan eylemler ile ortaya konulmakta olduğu, sanık …’ın suç işlerken kullandığı silahın, ateşli silah olması ve atış sayısı, mermilerin hareket halindeki araçtaki isabet yerleri, mağdurların yollarına devam etmelerine rağmen ısrarlı takip sonrası eylemini sürdürmesi, mağdur …’in direksiyondaki kolundan yaralanması, sanığın sonuç alma veya eylemini sürdürme konusunda ciddi bir çaba içerisinde olması, olayın meydana geliş şekli bir bütün halinde değerlendirildiğinde, sanığın ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Sanığın eylemi, 5237 sayılı TCK’nun 81, 35. maddesindeki kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğundan, hükmün bu sebeple bozulması yerine, aksi görüşle kasten yaralama suçundan onama kararı verilmesi Kanuna aykırıdır.
SONUÇ VE İSTEM: Tüm bu açıklanan gerekçelerle;
1) Yüksek Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi’nin 16/05/2019 gün ve 2015/2649 esas, 2019/9192 karar sayılı sanık hakkında temyiz davasının esastan reddiyle onama ilamının, kaldırılmasına,
2) Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/12/2013 gün ve 2013/48 esas, 2013/575 karar sayılı hükmünün, sanığın kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması yönünde, sanığın ceza miktarı yönünden kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla suç vasfı yönünden bozulmasına karar verilmesi, Yüksek Daireniz aksi kanaatte ise dosyanın Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi, itirazen,
Talebi ile dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
II- İTİRAZIN KAPSAMI
İtiraz, sanık … hakkında silahla tehdit, yaralama ve mala zarar verme suçlarından verilen mahkumiyet kararlarının onanmasına dair, Dairemizin 16/05/2019 tarih 2015/2649 Esas, 2019/9192 sayılı kararına ilişkindir.

III- KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyurınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Dairemizce verilen 16/05/2019 gün ve 2015/26497 Esas, 2019/91927 Karar sayılı, sanık … hakkında silahla tehdit, yaralama ve mala zarar verme suçları yönünden verilen onama kararlarının bu suçlar yönünden sınırlı olarak KALDIRILMASINA,
Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 12/12/2013 gün ve 2013/48 Esas, 2013/575 Karar sayılı hükmün sanık … hakkında silahla tehdit yaralama ve mala zarar verme suçları yönünden yeniden incelenmesi sonucu:
Dairemezin 16/05/2019 gün ve 2015/2649 Esas, 2019/9192 Karar sayılı ilamına silahlı tehdit, mala zarar verme ve yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.06.2019 gün ve KD – 2014 /66681 sayılı yazısı ile, itiraz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığın diğer katılan …’in eşi katılan … ile gönül ilişkisi içinde olduğu, çok para harcaması nedeniyle olay öncesinde katılan …’ya “kocanı çağır onu öldüreceğim, 40 milyar verip karısından ayrılsın” şeklinde sözler söylediği, taraflar arasında husumet oluştuğu, olay günü de katılanlar araçla seyir halinde iken sanığın kullandığı araçla karşılaştıkları, sanığın eliyle katılan …’a seninle görüşeceğiz işareti yapıp, takip etmeye başladığı, olay yerine geldiklerinde sanığın katılan …’ın bulunduğu bölgeyi hedef alarak tabanca ile iki el ateş ettiği, yapılan atışlardan birinin Can’ın kolunu sıyırarak basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmasına neden olduğu, katılanla aralarında önceye dayalı husumet bulunan sanığın trafikte karşılaştığında katılanın aracını ısrarla takip etmesi, sanığın öldürmeye elverişli mesafeden katılanın ölümüne mutlak gözle bakılacak hayati bölgelerine oldukça yakın olan koluna isabet etmesi, sanığın öldürmeye elverişli mesafeden ateş etmesi birlikte değerlendirildiğinde, sanığın sonuç alma veya eylemini sürdürme konusunda ciddi bir çaba içerisinde olduğu, olayın meydana geliş şekli bir bütün halinde dikkate alındığında, sanığın eyleminin katılan …’a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçu kapsamında bulunduğu ve sanık öldürme kastıyla ateş ettiğinden, atışları sırasında katılanın aracında meydana gelen hasar nedeniyle, fikri içtima hükümlerini düzenleyen TCK.nun 44. maddesi gözetilerek ağır cezayı gerektiren kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve sanık … müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken karşı temyiz olmadığından sanığın ceza miktarı yönünden kazanılmış hakları saklı tutularak 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddelerinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09.07.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.