Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2019/2443 E. 2019/9063 K. 15.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/2443
KARAR NO : 2019/9063
KARAR TARİHİ : 15.05.2019

Tehdit ve hakaret suçlarından sanık …’un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 106/1-2. cümle, 62 (iki kez) ve 52/2. (iki kez) maddeleri uyarınca 1.500,00 Türk lirası ve 500,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/05/2017 tarihli ve 2015/619 esas, 2017/300 sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 09/10/2018 gün ve 94660652-105-34-12302-2017-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/10/2018 gün ve 2018/82712 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesi, Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 13/02/2019 tarihli 2018/7100 esas, 2019/2949 sayılı görevsizlik kararıyla Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında katılana yönelik hakaret ve tehdit eylemleri nedeniyle, 5237 sayılı Kanun’un 125/2-1, 43/1, 53, 106/1-1.cümle ve 53. maddeleri uyarınca yargılanıp cezalandırılması talebiyle kamu davasının açıldığı, hazırlık aşamasında, kötü muamele suçu yönünden sanık ve katılana uzlaşma teklif formu imzalatılmak suretiyle uzlaşma teklifinde bulunulduğu, tarafların uzlaşmak istemediği, yargılama sırasında da sanık ve katılana uzlaşma teklifinde bulunulmadığı ya da 6763 sayılı Yasa uyarınca dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verilmediği,
Sanığın isnat olunan tehdit ve hakaret suçlarını birlikte işlediği, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinin üçüncü fıkrasına, 09/07/2009 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanunun 8. maddesiyle eklenen “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz” cümlesinin, suç tarihi itibariyle yürürlükte olduğu, Mahkemesince sair tehdit suçundan 5237 sayılı Kanunu’nun 106/1-2. cümlesi gereğince hüküm kurulmuş ise de; hazırlık aşamasında Cumhuriyet savcısı tarafından sanığın tehdit eyleminin, TCK’nın 106/1-1. cümlesi kapsamında değerlendirildiği ve bu madde uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, 5237 sayılı Kanun’un 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun, suç tarihi itibariyle uzlaştırma kapsamında olmadığı, hakaret suçunun ise, tehdit suçuyla birlikte işlenmesi nedeniyle CMK’nın 253/3-son cümlesindeki düzenleme uyarınca uzlaştırma kapsamı dışında kaldığı, 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 ve 35. maddeleriyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253 ve 254. maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde 5237 sayılı Kanun’un 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı, sanığa yükletilen hakaret suçunun ise, suç tarihi itibariyle 5271 sayılı CMK’nın 253/3-son cümlesi uyarınca tehditle birlikte işlenmesi nedeniyle uzlaştırma kapsamında bulunmadığı ancak, yeni düzenlemeyle tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınması sebebiyle bu suçun da uzlaştırma kapsamına girdiği ve her iki suç yönünden de uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesinin gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:

Tehdit ve hakaret suçlarından sanık …’un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 106/1-2. cümle, 62 (iki kez) ve 52/2. (iki kez) maddeleri uyarınca 1.500,00 Türk lirası ve 500,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/05/2017 tarihli ve 2015/619 esas, 2017/300 sayılı kararının, 5237 sayılı Kanun’un 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun, suç tarihi itibariyle uzlaştırma kapsamında olmadığı, hakaret suçunun ise, tehdit suçuyla birlikte işlenmesi nedeniyle CMK’nın 253/3-son cümlesindeki düzenleme uyarınca uzlaştırma kapsamı dışında kaldığı, 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 ve 35. maddeleriyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253 ve 254. maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde 5237 sayılı Kanun’un 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı, sanığa yükletilen hakaret suçunun ise, suç tarihi itibariyle 5271 sayılı CMK’nın 253/3-son cümlesi uyarınca tehditle birlikte işlenmesi nedeniyle uzlaştırma kapsamında bulunmadığı ancak, yeni düzenlemeyle tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınması sebebiyle bu suçun da uzlaştırma kapsamına girdiği ve her iki suç yönünden de uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesinin gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Tehdit ve hakaret suçlarından sanık … hakkında, 6763 sayılı Yasa uyarınca uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Genel Kurulu’nun 29/05/2018 tarihli ve 2017/15-496 esas, 2018/246 sayılı kararında belirtildiği üzere; uzlaştırma kurumu, uyuşmazlığın yargı dışı yolla ve fakat adli makamlar denetiminde çözümlenmesini amaçlayan bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Uzlaştırma; bu kapsama giren suçlarda, fail ve mağdurun suçtan doğan zararın giderilmesi konusunda anlaşmalarına bağlı olarak, devletin de ceza soruşturması veya kovuşturmasından vazgeçmesi ve suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin barış yoluyla yeniden tesisini sağlayıcı nitelikte bir hukuksal kurumdur. 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 73. maddesinin sekizinci fıkrasında, “Suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın düşürülmesine karar verilir” hükmü ile uzlaşma kurumuna, aynı tarihte yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK’nın 253, 254 ve 255. maddelerinde ise, uzlaşmanın şartları, yöntemi, sonuçları, kovuşturma aşamasında uzlaşma ile birden fazla failin bulunması hâlinde uzlaşmanın nasıl gerçekleşeceğine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun’un ikinci maddesiyle, 5237 sayılı TCK’nın 73. maddesinin başlığında yer alan “uzlaşma” ibaresi metinden çıkarılmış, 45. maddesiyle de aynı maddenin sekizinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış, yine 24 ve 25. maddeleri ile CMK’nın 253 ve 254. maddeleri değiştirilmiştir. CMK’nın 5560 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile değiştirilen 253. maddesinin üçüncü fıkrası; “(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez.” biçimdeyken 09/07/2009 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanun’un sekizinci maddesiyle anılan fıkraya “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz” cümlesi eklenmiştir. 02/12/2016 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile yapılan değişiklikle madde başlığı “Uzlaştırma” olarak değiştirilmiş ve 6763 sayılı Kanun ile uzlaştırma kapsamındaki suçların sayıları artırılmış, TCK’nın 106. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen tehdit, aynı Kanun’un 141. maddesinde düzenlenen hırsızlık ve 157. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçları uzlaştırma kapsamına alınmış, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlara ilişkin sınırlama kaldırılmıştır. Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar yönünden ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar da uzlaştırma kapsamına dahil edilmiştir. Uzlaştırma kurumu, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabilecek, bu uygulama sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacak, 5237 sayılı Kanun’un 7/2. maddesindeki düzenleme de nazara alınarak kesinleşen ve infaz edilmekte olan hükümlerde de uygulanabilecek ve bu husus infaz aşamasında gözetilebilecektir. Dairemizin 08/03/2018 tarihli ve 2018/1162 esas, 2018/4745 sayılı kararında ayrıntıları açıklandığı üzere, yerine getirilen hükümler yönünden uzlaştırma, sanığın hukuki yararının bulunması koşuluyla uygulanabilecektir.
Uzlaştırma, 6763 sayılı Kanun’la değişik CMK’nın 253. maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254. maddesinde” (1)Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2)Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır. ” denilmiştir.
Uzlaştırmanın asıl olarak soruşturma evresinde yapılması gereken bir işlem olduğu, kovuşturma aşamasında uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının ise istisnai olarak Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde mümkün olduğu kabul edilmelidir.
Uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde uzlaştırmanın uygulanması gerekmekte olup uzlaşma başarıyla gerçekleşir ve edim bir defada yerine getirilirse kamu davasının düşmesine karar verilecektir.
İncelenen dosyada;
Sanık … hakkında katılan Petek Akyol’a yönelik 26/08/2015 tarihli hakaret ve tehdit eylemleri nedeniyle, TCK’nın 125/2-1, 43/1, 53, 106/1-1.cümle ve 53. maddeleri uyarınca yargılanıp cezalandırılması talebiyle kamu davasının açıldığı, hazırlık aşamasında, kötü muamele suçu yönünden sanık ve katılana uzlaşma teklif formu imzalatılmak suretiyle uzlaşma teklifinde bulunulduğu, tarafların uzlaşmak istemediği, yargılama sırasında da sanık ve katılana uzlaşma teklifinde bulunulmadığı ya da 6763 sayılı Yasa uyarınca dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verilmediği, yargılama neticesinde, Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/05/2017 tarihli ve 2015/619 esas, 2017/300 sayılı kararıyla sanığın, TCK’nın 106/1-2. cümle, 62 ve 52/2, 125/1, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca sırasıyla 500 Türk lirası ve 1.500 Türk lirası adlî para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Sanık …, isnat olunan tehdit ve hakaret suçlarını birlikte işlemiştir. CMK’nın 253. maddesinin üçüncü fıkrasına, 09/07/2009 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanunun 8. maddesiyle eklenen “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz” cümlesi, suç tarihi itibariyle yürürlüktedir. Soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı tarafından sanığın tehdit eylemi, TCK’nın 106/1-1. cümlesi kapsamında değerlendirilmiş ve bu madde uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır. TCK’nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçu, suç tarihi itibariyle uzlaştırma kapsamında değildir. Hakaret suçu ise, tehdit suçuyla birlikte işlenmesi nedeniyle CMK’nın 253/3-son cümlesindeki düzenleme uyarınca uzlaştırma kapsamı dışında kalmıştır. 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 ve 35. maddeleriyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’un 253 ve 254. maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde TCK’nın 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı, sanığa yükletilen hakaret suçunun ise, suç tarihi itibariyle 5271 sayılı CMK’nın 253/3-son cümlesi uyarınca tehditle birlikte işlenmesi nedeniyle uzlaştırma kapsamında bulunmadığı ancak, yeni düzenlemeyle tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınması sebebiyle bu suçun da uzlaştırma kapsamına girdiği ve her iki suç yönünden uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesinin gerektiği anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; sanık …’un, uzlaştırma hükümleri uygulanmadan, TCK’nın 106/1-2. cümle, 62 ve 52/2, 125/1, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca sırasıyla 500 Türk lirası ve 1.500 Türk lirası adlî para cezasıyla cezalandırılmasına dair Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/05/2017 tarihli ve 2015/619 esas, 2017/300 sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Bakırköy 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/05/2017 tarihli ve 2015/619 esas, 2017/300 sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK’nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 15/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.