Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2018/7931 E. 2018/21166 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/7931
KARAR NO : 2018/21166
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

Mala zarar verme, silahla tehdit, güveni kötüye kullanma, tehdit ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanun’a muhalefet suçlarından sanık …’ın 4 ay hapis, 2 yıl hapis, 6 ay hapis ve 120,00 Türk lirası adli para cezası, 1 ay hapis, 7 ay 15 gün hapis, 1 yıl hapis ve 500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair …Asliye Ceza Mahkemesinin 25/12/2012 tarihli ve 2011/363 esas, 2012/605 sayılı kararının, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 16/03/2015 tarihli ve 2014/43936 esas, 2015/24604 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılması nedeniyle sanığın hukukî durumunun uzlaşma hükümleri yönünden yeniden değerlendirilmesi talebinin kabulü ile güveni kötüye kullanma ve tehdit suçları yönünden infazın durdurularak dosyanın uzlaşma bürosuna gönderilmesine dair … Asliye Ceza Mahkemesinin 06/12/2016 tarihli ve 2011/363 esas, 2012/605 sayılı ek kararını müteakip, taraflar arasında uzlaşmanın sağlanamadığına dair 15/03/2017 tarihli uzlaşma raporu sonucu infazın kaldığı yerden devamına ilişkin … . Asliye Ceza Mahkemesinin 04/04/2017 tarihli 2011/363 esas, 2012/605 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın katılan …’e yönelik tehdit suçu yönünden kabulü ile diğer yönlerden reddine dair … Ağır Ceza Mahkemesinin 25/04/2017 tarihli ve 2017/518 değişik iş sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 01/11/2018 gün ve 94660652-105-45-8901-2017-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16/11/2018 gün ve 2018/91131 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre;
1-) Mahkemenin kabul gerekçesinde de belirtildiği üzere, sanığın suç tarihinden önce aynı evde kaldığı katılanlar … ve …’e yönelik eylemlerini ilk olarak 26/06/2011 tarihinde “vücudundan akan her gram kan sana zehir olacak” şeklinde mesajlar atarak gerçekleştirdiği bilahare 27/06/2011 tarihinde “bana bi mesaj at delirtme gelio arıza” ve 28/06/2011 tarihinde “Somayı terk et” şeklinde attığı mesajlar nazara alındığında, sanığın eylemlerinin katılanlara karşı aynı kast altında ve süreklilik arz edecek şekilde gerçekleştirdiği gözetildiğinde gerçekleştirilen eylemlerin nitelikleri de dikkate alınarak aynı suç işleme kararı kapsamında birlikte gerçekleştiği anlaşıldığından, güveni kötüye kullanma ve tehdit suçları yönünden infazın durdurularak dosyanın uzlaşma bürosuna gönderilmesine dair … Asliye Ceza Mahkemesinin 06/12/2016 tarihli ve 2011/363 esas, 2012/605 sayılı ek kararında isabet görülmemiş ise de, uzlaşma sağlanamadığından bahisle infazın kaldığı yerden devamına ilişkin …1. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/04/2017 tarihli 2011/363 esas, 2012/605 sayılı ek kararı karşısında, sonucu bakımından …1. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/12/2016 tarihli ve 2011/363 esas, 2012/605 sayılı ek kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmemiştir.

./..
.2.

Ancak, …1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 06/12/2016 tarihli aynen infaza ilişkin ek karara karşı yapılan itirazın katılan …’e yönelik tehdit suçu yönünden kabulüne karar verilmiş ise de, yukarıda bahsedildiği üzere, sanığın eylemlerinin katılanlara karşı aynı kast altında ve süreklilik arz edecek şekilde gerçekleştirildiği gözetildiğinde, uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, uzlaştırma kapsamına girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmesi halinde bu suç yönünden de uzlaştırma hükümlerinin uygulanamayacak olması karşısında, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde,
2-) Sanığa yükletilen katılan …’e yönelik güveni kötüye kullanma suçunun 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılması nedeniyle uzlaştırma kapsamına alındığı ve usulüne uygun uzlaştırma işlemlerinin yapılmasının gerektiği nazara alınarak itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,

isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Mala zarar verme, silahla tehdit, güveni kötüye kullanma, tehdit ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanun’a muhalefet suçlarından sanık …’ın 4 ay hapis, 2 yıl hapis, 6 ay hapis ve 120,00 Türk lirası adli para cezası, 1 ay hapis, 7 ay 15 gün hapis, 1 yıl hapis ve 500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair …Asliye Ceza Mahkemesinin 25/12/2012 tarihli ve 2011/363 esas, 2012/605 sayılı kararının, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 16/03/2015 tarihli ve 2014/43936 esas, 2015/24604 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılması nedeniyle sanığın hukukî durumunun uzlaşma hükümleri yönünden yeniden değerlendirilmesi talebinin kabulü ile güveni kötüye kullanma ve tehdit suçları yönünden infazın durdurularak dosyanın uzlaşma bürosuna gönderilmesine dair …1. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/12/2016 tarihli ve 2011/363 esas, 2012/605 sayılı ek kararını müteakip, taraflar arasında uzlaşmanın sağlanamadığına dair 15/03/2017 tarihli uzlaşma raporu sonucu infazın kaldığı yerden devamına ilişkin …1. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/04/2017 tarihli 2011/363 esas, 2012/605 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın katılan …’e yönelik tehdit suçu yönünden kabulü ile diğer yönlerden reddine dair Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 25/04/2017 tarihli ve 2017/518 değişik iş sayılı kararının, …1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 06/12/2016 tarihli aynen infaza ilişkin ek karara karşı yapılan itirazın katılan …’e yönelik tehdit suçu yönünden kabulüne karar verilmiş ise de, yukarıda bahsedildiği üzere, sanığın eylemlerinin katılanlara karşı aynı kast altında ve süreklilik arz edecek şekilde gerçekleştirildiği gözetildiğinde, uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, uzlaştırma kapsamına girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmesi halinde bu suç yönünden de uzlaştırma hükümlerinin uygulanamayacak olması karşısında, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde ve sanığa yükletilen katılan …’e yönelik güveni kötüye kullanma suçunun 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi
./..
.3.

ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılması nedeniyle uzlaştırma kapsamına alındığı ve usulüne uygun uzlaştırma işlemlerinin yapılmasının gerektiği nazara alınarak itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçeleriyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.

II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
…1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 04/04/2017 tarihli aynen infaza ilişkin ek karara karşı yapılan itirazın, sanığın, katılan …’e yönelik tehdit suçu yönünden uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerektiğinden bahisle kabulüne, güveni kötüye kullanma suçu yönünden ise reddine dair Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 25/04/2017 tarihli ve 2017/518 değişik iş sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.

III- Hukuksal Değerlendirme:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/10/2007 tarihli ve 2007/4-200 esas, 2007/219 sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun’un 7/2. maddesindeki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” şeklinde düzenleme karşısında, kesinleşen hükümlerde de uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06/12/2016 tarihli ve 2014/13-194 esas ve 2016/466 karar sayılı ilamında açıklandığı üzere, 5237 sayılı TCK’nın ”zaman bakımından uygulama” başlığını taşıyan 7. maddesinin 2. fıkrasındaki ”suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanıp, infaz olunacağına”na dair düzenleme ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun ”Mahkûmiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında duraksama başlığını” taşıyan 98/1. maddesinde ”Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir.” amir hükmü uyarınca, bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiştir.
02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendine mevcut (2) ve (3) numaralı alt bentlerden sonra gelmek üzere (3), (5) ve (6) numaralı alt bentler eklenmiştir.Bu bentlere göre, tehdit (madde 106, birinci fıkra), hırsızlık(madde 141), dolandırıcılık (madde 157) suçları uzlaşma kapsamına alınmıştır.

./..

.4.

Aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresi madde metninden çıkarılmış, 09/07/2009 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanunun 8. maddesiyle fıkraya eklenen ikinci cümlesinde yer alan “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz” şeklindeki düzenlemede bir değişiklik yapılmamıştır.
Uzlaştırma CMK’nın 253. maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254. maddesinde” (1)Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır. ” denilmiştir.
Uzlaştırmanın asıl olarak soruşturma evresinde yapılması gereken bir işlem olduğu, kovuşturma aşamasında uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının ise istisnai olarak Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde mümkün olduğu kabul edilmelidir.
Uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde uzlaştırmanın uygulanması gerekmekte olup uzlaşma başarıyla gerçekleşir ve edim bir defada yerine getirilirse kamu davasının düşmesine karar verilecektir.

İncelenen dosyada; sanık … hakkında, 27/06/2011 tarihinde katılan …’e yönelik mala zarar verme ve katılan …’e yönelik silahla tehdit, 28/06/2011 tarihinde katılan …’e yönelik sair tehdit, 26-27/06/2011 tarihlerinde katılan …’e yönelik tehdit, 29/06/2011 tarihinde 6136 sayılı Yasaya muhalefet, ayrıca katılan …’e yönelik güveni kötüye kullanma suçlarından yargılanıp cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, yargılama neticesinde …Asliye Ceza Mahkemesinin 25/12/2012 tarihli ve 2011/363 esas, 2012/605 sayılı kararıyla sanığın, katılan …’e yönelik mala zarar verme suçundan TCK’nın 151/1 ve 58. maddeleri uyarınca 4 ay hapis cezası, katılan …’e yönelik silahla tehdit suçundan TCK’nın 106/2-a ve 58. maddeleri uyarınca 2 yıl hapis cezası, katılan …’e yönelik güveni kötüye kullanma suçundan TCK’nın 155/1 ve 58. maddeleri uyarınca 6 ay hapis cezası ve 120 Türk lirası adli para cezası, katılan …’e yönelik tehdit suçundan TCK’nın 106/1-2. cümle ve 58. maddeleri uyarınca 1 ay hapis cezası, katılan …’e yönelik tehdit suçundan TCK’nın 106/1-1. cümle, 43/1 ve 58. maddeleri uyarınca 7 ay 15 gün hapis cezası, ayrıca
./..
.5.

6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan 6136 sayılı Yasanın 13/3 ve 58. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası ve 500 Türk lirası adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, anılan hükümlerin sanık tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 16/03/2015 tarihli ve 2014/43936 esas, 2015/24604 sayılı ilamıyla onandığı, hükümlerin infazına geçildiği, infaz sırasında sanığın talebi üzerine …1. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/12/2016 tarihli ve 2011/363 esas, 2012/605 sayılı ek kararıyla 6763 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler uyarınca katılan …’e yönelik güveni kötüye kullanma suçundan TCK’nın 155/1 ve 58. maddeleri uyarınca hükmolunan 6 ay hapis cezası ve 120 Türk lirası adli para cezası, katılan …’e yönelik tehdit suçundan TCK’nın 106/1-2. cümle ve 58. maddeleri uyarınca hükmolunan 1 ay hapis cezası ve katılan …’e yönelik tehdit suçundan TCK’nın 106/1-1. cümle, 43/1 ve 58. maddeleri uyarınca hükmolunan 7 ay 15 gün hapis cezası yönünden infazların durdurulmasına, dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verildiği, 20/02/2017 tarihinde dosyanın uzlaştırmacıya teslim edildiği, uzlaştırmacı tarafından katılan …’e ulaşıldığı, katılan …’in uzlaşmak istemediği, uzlaştırmacı tarafından “birden fazla kişinin mağduriyetine veya zarar görmesine sebebiyet veren bir suçtan dolayı uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerekir. ” şeklindeki düzenleme uyarınca, katılan …’in uzlaşmak istememesi nedeniyle diğer katılan … ve sanık …’a uzlaştırma teklifinde bulunulmadığı belirtilerek uzlaştırmanın sağlanamadığına dair rapor düzenlendiği, bu rapor üzerine …1. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/04/2017 tarihli 2011/363 esas, 2012/605 sayılı ek kararıyla infazların kaldığı yerden devamına karar verildiği, anılan karara sanık tarafından 10/04/2017 tarihinde itiraz edildiği, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 25/04/2017 tarihli ve 2017/518 değişik iş sayılı kesin nitelikteki kararıyla itirazın, katılan …’e yönelik tehdit suçundan TCK’nın 106/1-1. cümle, 43/1 ve 58. maddeleri uyarınca hükmolunan 7 ay 15 gün hapis cezası yönünden kabulüne, diğer yönlerden infazın devamına karar verildiği görülmüştür.

Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Sanık …’ın katılan …’e yönelik tehdit eylemini 26-27/06/2011 tarihlerinde diğer suçlardan farklı zaman diliminde mesaj atmak suretiyle gerçekleştirdiği, yine aynı katılana yönelik güveni kötüye kullanma eylemini diğer eylemlerle birlikte gerçekleştirdiğine dair bir tespitin yapılamadığı, tehdit suçu yönünden zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının uzlaştırmaya engel olmadığı, ayrıca CMK’nın 253/3 maddesindeki düzenlemenin uygulanabilmesi için suçların birlikte işlenmesinin gerektiği, suçlar arasında bağlantı bulunmasının suçların birlikte işlendiği anlamına gelmeyeceği, bu nedenlerle anılan suçların uzlaştırma kapsamında olmayan diğer suçlarla birlikte işlendiğinin kabulünün mümkün olmadığı, sanığa yükletilen katılan …’e yönelik tehdit ve güveni kötüye kullanma suçlarının 6763 sayılı Kanun’la uzlaştırma kapsamına alındığı ve bu suçlar yönünden de uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesinin gerektiği anlaşılmıştır.

…1. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/04/2017 tarihli 2011/363 esas, 2012/605 sayılı ek kararıyla sanığın katılan …’e yönelik güveni kötüye kullanma suçundan
./..
.6.

TCK’nın 155/1 ve 58. maddeleri uyarınca hükmolunan 6 ay hapis cezası ve 120 Türk lirası adli para cezası ile aynı katılana yönelik tehdit suçundan TCK’nın 106/1-1. cümle, 43/1 ve 58. maddeleri uyarınca hükmolunan 7 ay 15 gün hapis cezasının, uzlaştırmanın sağlanamaması nedeniyle infazlarının kaldığı yerden devamına karar verilmiş, anılan karara sanık tarafından yapılan itiraz üzerine, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 25/04/2017 tarihli ve 2017/518 değişik iş sayılı kesin nitelikteki kararıyla katılan …’e usulüne uygun uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerektiğinden bahisle sadece tehdit suçundan TCK’nın 106/1-1. cümle, 43/1 ve 58. maddeleri uyarınca hükmolunan 7 ay 15 gün hapis cezası yönünden itirazın kabulüne, diğer yönlerden infazın devamına dair karar kurulmuştur. Ancak 6763 sayılı Kanun’la CMK’nın 253. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin madde metninden çıkarılması nedeniyle uzlaştırmaya tabi hale gelen, katılan …’e yönelik güveni kötüye kullanma suçu yönünden de usulüne uygun uzlaştırma işlemlerinin yapılmasının gerektiği nazara alınarak itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmemiştir.

IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1)Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriğinde yer alan “1(bir)” no’lu bozma nedeni yerinde görülmediğinden bozma isteminin, CMK’nın 309. maddesi gereğince REDDİNE,
2)Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriğinde yer alan “2 (iki)” no’lu bozma nedeni yerinde görüldüğünden, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 25/04/2017 tarihli ve 2017/518 değişik iş sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3)Katılan …’e yönelik güveni kötüye kullanma suçundan sanık … hakkında, …Asliye Ceza Mahkemesinin 25/12/2012 tarihli ve 2011/363 esas, 2012/605 sayılı kararıyla hükmolunan ve halen başka hükümlülükleriyle birlikte içtimalı olarak cezaevinde infaz edildiği anlaşılan 6 ay hapis ve 120,00 Türk lirası adli para cezalarının İNFAZLARININ DURDURULMASINA, sanık … bu suçun dışında başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu değilse, bu suçtan derhal TAHLİYESİNE,
4)Bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK’nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 06/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

BD