Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2018/773 E. 2018/3579 K. 22.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/773
KARAR NO : 2018/3579
KARAR TARİHİ : 22.02.2018

Basit yaralama, tehdit ve hakaret suçlarından şüpheliler …, …, … ve … haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 22/05/2017 tarihli ve 2016/53590 soruşturma, 2017/17527 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Konya 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 03/07/2017 tarihli ve 2017/4247 Değişik İş sayılı kararı; Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 04/01/2018 gün ve 94660652-105-42-12904-2017-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/01/2018 gün ve 2018/2403 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda müşteki … ve şüpheliler … ve … arasında çıkan tartışmada olay yerinde olduğu iddia edilen ve bilgi ve görgüsüne başvurulması gereken … ve … isimli kişilerin tanık sıfatıyla ifadelerine başvurulmadığı gibi müşteki …hakkında sağ üst kolunda ekimoz tespit edildiği belirtilen ve 19/10/2016 tarihinde tanzim olunan genel adli muayene raporunun da değerlendirilmediği gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Basit yaralama, tehdit ve hakaret suçlarından şüpheliler …, …, … ve … haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 22/05/2017 tarihli ve 2016/53590 soruşturma, 2017/17527 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın
reddine ilişkin Konya 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 03/07/2017 tarihli ve 2017/4247 Değişik İş sayılı kararının; 5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda müşteki… ve şüpheliler … ve … arasında çıkan tartışmada olay yerinde olduğu iddia edilen ve bilgi ve görgüsüne başvurulması gereken …ve … isimli kişilerin tanık sıfatıyla ifadelerine başvurulmadığı gibi müşteki … hakkında sağ üst kolunda ekimoz tespit edildiği belirtilen ve 19/10/2016 tarihinde tanzim olunan genel adli muayene raporunun da değerlendirilmediği gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 22/05/2017 tarihli ve 2016/53590 soruşturma, 2017/17527 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın yasaya uygun olup olmadığının ve buna bağlı olarak itirazın reddine ilişkin mercii kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III-Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. “2. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler.” 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
CMK’nın 173. maddesi “(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik fıkra: 18/06/2014-6545 S.K./71. md) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu Madde hükmü uygulanmaz.
(6) (Değişik fıkra: 2/1/2017 – 680 S.K.H.K./11. Md) İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172 nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır.” biçimindedir.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet Savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet Savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK’nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
İncelenen dosyada;
Şikayetçi …’nin vermiş olduğu dilekçe ile şüphelilerin kendisine ve annesine yönelik hakaret, tehdit ve kasten yaralama eylemleri nedeniyle şikayetçi olduğu, şikayetçi …’nin alınan ifadesinde, şüpheliler …, … ve …’in kendisini darp ettiklerini beyan ettiği, dinlenen tanıklar …ve …’nin şikayetçi …’nin ifadesiyle benzer şekilde beyanda bulundukları, şüphelilerin atılı suçlamaları kabul etmedikleri, şikayetçi … hakkında düzenlenen 19/10/2016 tarihli adli raporda, sağ üst kol humerus hizasında 2×2 cm’lik ekimoz olduğunun belirtildiği, şikayetçi …’nin dilekçesinde bildirdiği… ve … isimli kişilerin tanık olarak dinlenilmediği, soruşturma sonucunda Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, iddiadan başka atılı suçların işlendiğine dair ve dava açmayı gerektirir yeterli delil elde edilemediğinden bahisle, 22/05/2017 tarihli ve 2016/53590 soruşturma, 2017/17527 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği, kararın şikayetçiler vekiline 26/05/2017 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi vekili tarafından 02/06/2017 tarihinde bu karara itiraz edildiği, Konya 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 03/07/2017 tarihli ve 2017/4247 Değişik İş sayılı kararıyla itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Şikayetçi Yaren Demirelli’nin dilekçesinde bildirdiği … ve …’nin olaya ilişkin beyanları tespit edildikten ve şikayetçi …hakkında düzenlenen 19/10/2016 tarihli adli rapor yöntemince irdelendikten sonra şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken, kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu ve bu nedenle itirazın reddine dair mercii kararında isabet bulunmadığı anlaşılmıştır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Konya 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 03/07/2017 tarihli ve 2017/4247 Değişik İş sayı ile verilip kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK’nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 22/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.