Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2018/7276 E. 2018/21206 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/7276
KARAR NO : 2018/21206
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

Basit tehdit suçundan sanık …’in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümle, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair … 52. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/04/2018 tarihli ve 2017/580 esas, 2018/257 sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 15/10/2018 gün ve 94660652-105-34-7469-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/10/2018 gün ve 2018/84854 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Kanun’un 106/1-2. cümle maddesinde düzenlenen tehdit suçunun, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinin 02/12/2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik yapılmasından önceki haline göre de uzlaşma kapsamında olmasına rağmen, soruşturma evresinde şüpheli ve müştekiye uzlaşma teklifi yapılmadığı gibi, kovuşturma evresinde de uzlaşma teklifi yapılmadığı cihetle, 5271 sayılı Kanun’un 253 ve 254. maddelerinde 6763 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik de nazara alınarak soruşturma dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilerek uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Basit tehdit suçundan sanık …’in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümle, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair … 52. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/04/2018 tarihli ve 2017/580 esas, 2018/257 sayılı kararının, 5237 sayılı Kanun’un 106/1-2. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinin 02/12/2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik yapılmasından önceki haline göre de uzlaşma kapsamında olmasına rağmen, soruşturma evresinde şüpheli ve müştekiye uzlaşma teklifi yapılmadığı gibi, kovuşturma evresinde de uzlaşma teklifi yapılmadığı cihetle, 5271 sayılı Kanun’un 253 ve 254. maddelerinde 6763 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik de nazara alınarak soruşturma dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilerek uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
./..
.2.

II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Basit tehdit suçundan sanık … hakkında, uzlaştırma işlemleri gerçekleştirilmeksizin hüküm kurulmasında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.

III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesinin 1. fıkrasında “Hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunması halinde bu maddede düzenlenen olağanüstü yasa yoluna konu olabileceği belirtilmiştir.
Y.C.G.K.’nun 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen “Kanun yararına bozma” kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır.
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde başkaca yeni hukuka aykırılıkların bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosyada;
Sanık … hakkında 02/01/2017 tarihli tehdit eylemi nedeniyle TCK’nın 106/1-2. cümlesi uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davasının açıldığı, yargılama neticesinde … 52. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/04/2018 tarihli ve 2017/580 esas, 2018/257 sayılı kararıyla sanığın, TCK’nın 106/1-2. cümle, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden katılan ve eşi hakkında TCK’nın 135/1 maddesi uyarınca yasal gereğinin takdir ve ifası için … Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği, cezanın tür ve miktarı itibariyle hükmün kesin nitelikte olduğu, katılan tarafından sunulan ve ses kaydı içeren CD’nin bilirkişi tarafından metne dönüştürüldüğü ve yerel mahkemece görüşme detaylarında sair tehdit niteliğinde sözlerin sarf edildiği kabul edilerek hükme esas alındığı anlaşılmıştır.
Bu bağlamda;
5271 sayılı CMK’nın 206/2-a maddesinde, kanuna aykırı olarak elde edilen delilin reddolunacağı, anılan Kanun’un 217/2. maddesinde ise yüklenen suçun, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebileceği belirtilmiştir. Somut olayda, katılan ve sanık arasında geçen konuşma kayda alınmış ve mahkemeye ibraz edilmiştir. Mahkeme tarafından CD’nin çözümü yaptırılmış, görüşme detaylarında sair tehdit niteliğinde sözlerin sarf edildiği kabul edilmiş ve hükme esas alınmış ayrıca hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden katılan ve eşi hakkında TCK’nın 135/1 maddesi uyarınca yasal gereğinin takdir ve ifası için … Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiştir. Her ne kadar yerel mahkemece hüküm kurulmuş ise de, söz konusu CD’nin hukuka aykırı olarak elde edilmiş olması halinde hükme esas alınamayacağı ve dosyadaki
./..
.3.

mevcut diğer yasal delillere göre bir karar verilmesinin gerektiği gözetilerek, … Cumhuriyet Başsavcılığı’na katılan ve eşi hakkında TCK’nın 135/1. maddesi uyarınca yapılan suç duyurusunun sonucu beklenip neticesine göre karar verilmesi gerektiği düşünülmemiştir.
Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, Kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen Kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir.
Kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılması, yapılan açıklamalar ışığında olanaklı bulunmamaktadır.

IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, Kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 06/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

BD