Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2018/687 E. 2018/3578 K. 22.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/687
KARAR NO : 2018/3578
KARAR TARİHİ : 22.02.2018

6136 sayılı Ateşli Silâhlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’a muhalefet ve silahla tehdit suçlarından sanık …’ın anılan Kanun’un 13/3, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a, 29, 62 (2 kez) ve 52. maddeleri uyarınca 10 ay hapis, 10 ay hapis ve 400,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/07/2017 tarihli ve 2014/315 esas, 2017/215 sayılı kararı; Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 02/01/2018 gün ve 94660652-105-07-11287-2017-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/01/2018 gün ve 2018/1775 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Sanık … yönünden kesinleşmiş olmakla birlikte, diğer sanık yönünden istinaf edildiğinden dosya aslının Antalya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş olması sebebiyle onaylı sureti üzerinden yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında müsnet suçlardan Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca 17/06/2008 tarihinde Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davasının açıldığı, Mahkemece 07/11/2008 tarihli duruşmada sanığın savunmasının alındığı, her ne kadar anılan Mahkemece aynı davada yargılanan diğer sanık …’un fiilinin yağma suçu olarak nitelendirilebileceği gerekçesiyle 13/03/2013 tarihinde görevsizlik kararı verilerek dosya Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiş ve sanık …’ın bu Mahkemece 20/04/2016 tarihli duruşmada tekrar savunması alınmış ise de, sanık …’a isnat edilen suçların asliye ceza mahkemesinin görevine giren suçlar olması ve bu suçlardan hüküm kurulması sebebiyle, zamanaşımının tespiti bakımından Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesinde alınan savunmasının esas alınması gerektiği, buna göre sanığın savunmasının alındığı 07/11/2008 tarihi itibarıyla 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık zamanaşımı süresinin Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/07/2017 tarihli mahkûmiyet kararından önce 07/11/2016 tarihinde gerçekleşmiş olduğu gözetilmeden, sanık hakkında dava zamanaşımının dolmuş olması nedeniyle düşme kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
6136 sayılı Ateşli Silâhlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’a muhalefet ve silahla tehdit suçlarından sanık …’ın anılan Kanun’un 13/3, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a, 29, 62 (2 kez) ve 52. maddeleri uyarınca 10 ay hapis, 10 ay hapis ve 400,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/07/2017 tarihli ve 2014/315 esas, 2017/215 sayılı kararının; dosya
kapsamına göre, sanık hakkında müsnet suçlardan Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca 17/06/2008 tarihinde Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davasının açıldığı, Mahkemece 07/11/2008 tarihli duruşmada sanığın savunmasının alındığı, her ne kadar anılan Mahkemece aynı davada yargılanan diğer sanık …’un fiilinin yağma suçu olarak nitelendirilebileceği gerekçesiyle 13/03/2013 tarihinde görevsizlik kararı verilerek dosya Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiş ve sanık …’ın bu Mahkemece 20/04/2016 tarihli duruşmada tekrar savunması alınmış ise de, sanık …’a isnat edilen suçların asliye ceza mahkemesinin görevine giren suçlar olması ve bu suçlardan hüküm kurulması sebebiyle, zamanaşımının tespiti bakımından Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesinde alınan savunmasının esas alınması gerektiği, buna göre sanığın savunmasının alındığı 07/11/2008 tarihi itibarıyla 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık zamanaşımı süresinin Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/07/2017 tarihli mahkûmiyet kararından önce 07/11/2016 tarihinde gerçekleşmiş olduğu gözetilmeden, sanık hakkında dava zamanaşımının dolmuş olması nedeniyle düşme kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Sanık …’a yükletilen suçlar açısından dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin ve buna bağlı olarak sanığın mahkumiyetine ilişkin Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/07/2017 tarihli ve 2014/315 esas, 2017/215 sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III-Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağan üstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. (Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
İncelenen dosyada;
İncelemeye konu sanık … ve inceleme dışı sanık… hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 17/06/2008 tarihli ve 2006/41096 soruşturma sayılı iddianamesiyle sanık …’ın, 6136 sayılı Yasanın 13/3, TCK’nın 106/2-a, 53, 54 ve 58. maddeleri, inceleme dışı sanık …’un 106/1-1, 262/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle asliye ceza mahkemesine kamu davası açıldığı, Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/817 esas sayılı dosyası üzerinden sanık …’ın 07/11/2008 tarihinde usulüne uygun biçimde savunmasının alındığı, anılan mahkeme tarafından 13/03/2014 tarihinde inceleme dışı sanık …’un TCK’nın 149/1-d 35/2, 53, 262/1, 53, incelemeye konu sanık …’ın ise 6136 sayılı Yasanın 13/3, TCK’nın 106/2-a, 53, 54, 58 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları için ağır ceza mahkemesine görevsizlik kararı verildiği, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/315 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sırasında sanık …’ın 20/04/2016 tarihinde yeniden savunmasının alındığı, yargılama neticesinde de sanık …’ın 6136 sayılı Kanun’un 13/3, TCK’nın 106/2-a, 29, 62 (2 kez) ve 52. maddeleri uyarınca 10 ay hapis, 10 ay hapis ve 400,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, inceleme dışı sanık …’un ise yağmaya teşebbüs suçundan mahkumiyetine, kamu görevini usülsüz üstlenme suçundan beraatine karar verildiği, yağma suçundan kurulan hükmün inceleme dışı sanık … müdafii tarafından istinaf kanun yoluna konu edildiği, sanık …’ın yokluğunda verilen hükmün 06/09/2017 tarihinde yakını imzasına tebliğ edildiği, sanık … hakkındaki hükümlerin kesinleştirilerek infaza verildiği anlaşılmıştır.
UYAP üzerinden yapılan araştırmada, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi’nin 14/11/2017 tarihli ve 2017/2377 esas, 2017/2336 sayılı kararına ulaşılmış, bu kararın incelenmesinde; sanık …’ın da istinaf kanun yoluna başvurduğu, sanık …’ın yokluğunda verilen 10/07/2017 tarihli hükmün sanığın mernis adresine tebliğe çıkartıldığı fakat sanığın tebliğ tarihinde cezaevinde bulunduğu ve gerekçeli karar tebliğinin usulsüz olduğu gerekçesiyle sanığın istinaf talebinin kabul edildiği, sanık … hakkında dava zamanaşımının dolması nedeniyle, sanığa yükletilen tehdit ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından kamu davalarının düşürülmesine karar verildiği belirlenmiştir.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Yukarıda açıklandığı üzere, sanık …’ın tehdit ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından cezalandırılmasına dair Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/07/2017 tarihli ve 2014/315 esas, 2017/215 sayılı kararının, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi’nin 14/11/2017 tarihli ve 2377 esas, 2017/2336 sayılı kararıyla yasaya aykırı bulunduğu ve sanık … hakkında dava zamanaşımının dolması nedeniyle, tehdit ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından kamu davalarının düşürülmesine karar verildiği, bu suretle de kanun yararına bozmanın ön koşulu olan istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşme şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, tehdit ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından sanığın cezalandırılmasına dair Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/07/2017 tarihli ve 2014/315 esas, 2017/215 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozmanın ön koşulu olan istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşme şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, tehdit ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından sanığın cezalandırılmasına dair Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/07/2017 tarihli ve 2014/315 esas, 2017/215 sayılı kararına yönelik, kanun yararına bozma istemine ilişkin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden bozma isteminin, CMK’nın 309. maddesi gereğince REDDİNE, sonraki işlemlerin, mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 22/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.