Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2018/5044 E. 2018/20092 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5044
KARAR NO : 2018/20092
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

Sanık … Kırık hakkında tehdit suçundan yapılan yargılama sonucunda mahkumiyetine dair Çubuk Asliye Ceza Mahkemesi’nin 30/09/2015 tarih ve 2015/920 esas, 2015/1226 karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 06/06/2018 gün ve 2017/12516 esas, 2018/11410 sayılı kararıyla,
“Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yerel mahkemece kendisine herhangi bir yükümlülük yüklenmeyen ve denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında, önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yeniden değerlendirme sonucu, açıklanması geri bırakılan hükümdeki hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi suretiyle CMK’nın 231/11. maddesine aykırı davranılmış ise de, aleyhe temyiz olmadığından ve sonuç doğurmayacağından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Ancak;
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … Kırık’ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.
I-İTİRAZ
KONUNUN TAKDİMİ :Çubuk Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 13/02/2013 tarih ve 2013/174 esas sayılı iddianamesi ile, sanık … Kırık’ın yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı mağdur …’a yönelik olarak ” kolunu iple bağlayacağım, seni bağırta bağırta keseceğim, bıçaklayacağım” demek sureti ile tehdit ettiği iddia olunarak eylemine uyan 5237 sayılı TCK.nun 106/1-1.cümle ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
Çubuk Sulh Ceza Mahkemesinin,12/07/2013 tarih ve 2013/171 Esas ve 2013/315 Karar sayılı ilamıyla, sanık … Kırık hakkında TCK 106/1-1, 62 md. 5 ay hapis ve C.M.K’nun 231/5. md. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Sanık hakkında verilen HAGB kararı kesinleştikten sonra, 5 yıllık yasal deneme suresi içinde sanığın Çubuk Asliye Ceza Mahkemesinin 22/01/2015 tarih, 2014/537 Esas ve 2015/18 Kararıyla kasıtlı suçtan mahkumiyet kararı verildiği,
Çubuk Asliye Ceza Mahkemesinin 30/09/2015 tarih ve 2015/ 920 Esas ve 2015/1226 Karar sayılı ilamıyla sanık hakkında TCK 106/1-1, 62 md. 5 ay hapis ve TCK 50/1-a maddesiyle 3000 TL ağır para cezasına mahkumiyetine karar verildiği,
Hüküm yasal süresi içinde temyiz edildiği, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 06/06/2018 gün ve 2017/12516 Esas, 2018/11410 Karar sayılı kararıyla,
Yerel mahkemece kendisine herhangi bir yükümlülük yüklenmeyen ve denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında, önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yeniden değerlendirme sonucu, açıklanması geri bırakılan hükümdeki hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi suretiyle CMK’nın 231/11. maddesine aykırı davranılmış ise de, aleyhe temyiz olmadığından ve sonuç doğurmayacağından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Ancak;
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirdiği nedenle hükmün bozulmasına karar verildiği,
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 06/06/2018 gün ve 2017/12516 Esas, 2018/11410 Karar sayılı kararıyla;
Yerel mahkemece kendisine herhangi bir yükümlülük yüklenmeyen ve denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık … hakkında, önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yeniden değerlendirme sonucu, açıklanması geri bırakılan hükümdeki hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi suretiyle CMK’nın 231/11. maddesine aykırı davranılmasını hukuka aykırı olduğu kabul edilmiş ancak bu durum sanık aleyhine temyiz bulunmadığı kabul edilerek bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. şeklinde, eleştiri yapılmak suretiyle görülen eksiklik ve aykırılık bozma nedeni yapılmadığı
Ancak sonrasında sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirdiği nedenle hükmün bozulmasına karar verildiği,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun ve pek çok Ceza Dairelerinin kararlarında görüldüğü üzere, hükmün bozulmasını gerektiren başka bir nedenin bulunması halinde ise, yerel mahkemece düzeltilmesi mümkün olabilecek nitelikteki hukuka aykırılıklar da eleştiri konusu yapılmakla yetinilmeyerek bozma nedenine eklenmesi gerektiğine ilişkin bozma kararları bulunmaktadır.
Bu kapsamda, sanık hakkında denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık … hakkında, önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yeniden değerlendirme sonucu, açıklanması geri bırakılan hükümdeki hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi suretiyle CMK’nın 231/11. maddesine aykırı davranılmasını usul ve yasaya aykırı görüldüğünden hükmün 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinde yazılı kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle bozulmasına karar verilmesi ve diğer bozma kararına ilave edilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirdiği nedenle hükmün bozulmasına ilişkin karara, ilave olarak
Sanık … hakkında, önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yeniden değerlendirme sonucu, açıklanması geri bırakılan hükümdeki hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi suretiyle CMK’nın 231/11. maddesine aykırı davranılmasını usul ve yasaya aykırı görüldüğünden hükmün 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinde yazılı kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle bozulmasına karar verilmesi şeklinde bozma kararı verilmesi istemiyle, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 06/06/2018 gün ve 2017/12516 Esas, 2018/11410 Karar sayılı kararına itiraz edilmiştir.
İTİRAZ NEDENLERİ : İtiraza konu uyuşmazlık, denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık … hakkında, önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yeniden değerlendirme sonucu, açıklanması geri bırakılan hükümdeki hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi suretiyle CMK’nın 231/11. maddesine aykırı davranılmasını hukuka aykırı nitelikte olduğu kabul edildiği,
Ancak bu durumun sanık aleyhine temyiz bulunmaması nedeniyle, Özel dairece verilen ilamda bu hususun eleştiri yapılarak karşılanması yada görülen CMK’nın 231/11. maddesine ilişkin aykırılığın, başka bozma nedenlerinin bulunması durumunda kazanılmış haklar gözetilerek ilave bozma nedeni yapılıp yapılmayacağına ilişkindir.
1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 320. maddesinde; “Yargıtay, temyiz dilekçesi ile layihasında irad olunan hususlar ile temyiz talebi usule ait noksanlardan dolayı olmuş ise temyiz dilekçesinde bu cihete dair beyan edilecek vakıalar hakkında tetkikler yapabileceği gibi hükme tesiri olacak derecede kanuna muhalefet edilmiş olduğunu görürse talepte mevcut olmasa dahi bu hususu tetkik eder”, 321. maddesinde ise; “Yargıtay, aleyhine itiraz olunan hükmü hangi cihetten kanuna muhalif görmüşse o cihetten bozar.
Hükmün bozulmasına sebep olan kanuna muhalefet keyfiyeti, bu hükme esas olarak tespit edilen vakıalarda olmuş ise bu muameleler dahi aynı zamanda bozulur” hükümleri yer almaktadır.
Temyiz nedenini oluşturacak hukuka aykırılıklar kanunun 307 ve 308. maddelerinde gösterilmiştir. CMUK’nun 307. maddesinin 1. fıkrasında, “temyiz ancak hükmün kanuna muhalif olması sebebine müstenit olur” denildikten sonra 2. fıkrasında, “hukuki bir kaidenin tatbik edilmemesi yahut yanlış tatbik edilmesini” kanuna muhalefet olarak belirtilmiş, 308. maddesinde ise sekiz bent halinde gösterilen hususlarda kanuna “mutlaka muhalefet” edilmiş sayılacağı kabul edilmiştir.
Maddi hukuka aykırılıkların nelerden ibaret oldukları kanunda gösterilmemiş ise de bunların, kurulacak hükmün niteliğini etkileyen ve sonuç doğuran maddi hukuka aykırılıklar olduğunda tereddüt bulunmamaktadır.
Bu maddelere göre, Yargıtay temyiz nedenleriyle bağlı olmaksızın, temyiz dilekçesinde ileri sürülsün veya sürülmesin son karara etkili olan tüm hukuka aykırılıkları kendiliğinden inceleyip hükmü bozabilecektir. Yargıtayca yapılacak denetimde, mevcut delillerin yerel mahkemece yanlış değerlendirildiği ve bu nedenle somut olaya ilişkin hukuki nitelemenin yanlış yapıldığı sonucuna varılırsa, karar esastan bozulmakla birlikte, uygulanması gereken hukuki kurallar da gösterilmelidir.
Lehe temyiz davasında ise, suç niteliğinin belirlenmesinde yanılgıya düşüldüğü belirlenirse, cezanın tür ve miktarı yönünden önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamayacağı şartı ile kanuna aykırı olan hükmün bozulmasına karar verilmeli, suç niteliği dışındaki sair hallerde ise, yol göstermek ve uygulamada birliği sağlamak amacıyla eleştiri ile yetinilerek, aleyhe temyiz olmadığı vurgulanmak suretiyle hüküm onanmalıdır.
Hükmün bozulmasını gerektiren başka bir nedenin bulunması halinde ise, yerel mahkemece düzeltilmesi mümkün olabilecek nitelikteki hukuka aykırılıklar da eleştiri konusu yapılmakla yetinilmeyerek bozma nedenine eklenmelidir. Böylece bozma üzerine kurulacak yeni hükümde cezanın tür ve miktarı yönünden kazanılmış hak gözetilerek hukuka aykırılıklar giderilmiş olunacaktır. Ancak, şartlarının oluşmasına karşın yerel mahkemece sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması gibi bazı hukuka aykırılıklar başka bozma nedeni bulunsa bile bozma nedenlerine eklenmemeli ve eleştiri ile yetinilmelidir. Zira bu halde, önceki hükmün sadece sanık lehine temyiz edilmiş olması nedeniyle, tespit edilen bu tür bir hukuka aykırılığın bozma üzerine verilecek hükümde 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi gözetildiğinde giderilmesi imkanı bulunmamaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde;
Sanık … Kırık hakkında, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirdiği nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiş olması karşısında,

./…
.5.

Yerel mahkemece kendisine herhangi bir yükümlülük yüklenmeyen ve denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık … hakkında, önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yeniden değerlendirme sonucu, açıklanması geri bırakılan hükümdeki hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi suretiyle CMK’nın 231/11. maddesine aykırı davranılmasını hukuka aykırı olduğu ancak bu durum sanık aleyhine temyiz bulunmadığı kabul edilerek 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış haklar saklı kalmak kaydıyla bozma nedenlerine eklenmesine karar verilmeli,
Böylece yerel mahkemece yeniden kurulacak hükümde temyiz merciince tespit edilen bütün hukuka aykırılıkların giderilmesi sağlanmalıdır.
Bu itibarla, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 06/06/2018 gün ve 2017/12516 Esas, 2018/11410 Karar sayılı kararında yer alan, Yerel Mahkemece kendisine herhangi bir yükümlülük yüklenmeyen ve denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık … hakkında, önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yeniden değerlendirme sonucu, açıklanması geri bırakılan hükümdeki hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi suretiyle CMK’nın 231/11. maddesine aykırı davranılmasını hukuka aykırı nitelikte ise de, aleyhe temyiz olmadığından ve sonuç doğurmayacağından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. şeklindeki eleştirinin, karardan çıkartılmak suretiyle sanık hakkında tehdit suçundan verilen eksik hapis cezasının bozma nedeni olarak karara eklenmesine ve kararın son bölümüne 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca hakaret suçundan ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulduğu ifadesinin ilave edilmesine karar verilmesi istemiyle anılan karara itiraz edilmiştir.

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamında göre,
1- İtirazımızın KABULÜNE,
2- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin, 06/06/2018 gün ve 2017/12516 Esas, 2018/11410 Karar sayılı kararında yer alan, Yerel mahkemece kendisine herhangi bir yükümlülük yüklenmeyen ve denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık … hakkında, önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yeniden değerlendirme sonucu, açıklanması geri bırakılan hükümdeki hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi suretiyle CMK’nın 231/11. maddesine aykırı davranılması aleyhe temyiz olmadığından ve sonuç doğurmayacağından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Şeklinde yer alan eleştirinin ilamdan ÇIKARTILMASINA,
3- Yerel mahkemece kendisine herhangi bir yükümlülük yüklenmeyen ve denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık … hakkında, önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yeniden değerlendirme sonucu, açıklanması geri bırakılan hükümdeki hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi suretiyle CMK’nın 231/11. maddesine aykırı davranılmasını hukuka aykırı olduğu ancak bu durum sanık aleyhine temyiz bulunmadığı kabul edilerek 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış haklar saklı kalmak kaydıyla bozma nedenlerine EKLENMESİNE,
4- İtirazımız yerinde görülmediği takdirde dosyanın incelenmek üzere, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi, itirazen arz ve talep olunur.”
İsteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
II- İTİRAZIN KAPSAMI
İtiraz, hükümde yer alan “Yerel mahkemece kendisine herhangi bir yükümlülük yüklenmeyen ve denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında, önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yeniden değerlendirme sonucu, açıklanması geri bırakılan hükümdeki hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi suretiyle CMK’nın 231/11. maddesine aykırı davranılmış ise de, aleyhe temyiz olmadığından ve sonuç doğurmayacağından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır” şeklindeki eleştirinin ilamdan çıkartılmasına ve “bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına” ibaresinin ilama eklenmesi istemine ilişkindir.
III-KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Dairemizce verilen 06/06/2018 gün ve 2017/12516 esas, 2018/11410 sayılı ve sanık … Kırık hakkında tehdit suçundan kurulan hükmün bozulmasına dair kararın, itiraz nedenleriyle sınırlı olarak KALDIRILMASINA,
Çubuk Asliye Ceza Mahkemesi’nin 30/09/2015 tarih ve 2015/920 esas, 2015/1226 karar sayılı hükmünün yeniden incelenmesi sonucu:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2-Kabule göre de;
Yerel mahkemece kendisine herhangi bir yükümlülük yüklenmeyen ve denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında, önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yeniden değerlendirme sonucu, açıklanması geri bırakılan hükümdeki hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi suretiyle CMK’nın 231/11. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … Kırık’ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.