Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2018/4417 E. 2019/7777 K. 30.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4417
KARAR NO : 2019/7777
KARAR TARİHİ : 30.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet

Bozma üzerine, yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1) Sanığın tüm aşamalarda tehdit suçunun işlemediğini beyan etmesi, tanıkların ve müştekilerin çelişkili beyanlarının bulunması, olay anında tutulan tutanakta sanığın hakaret ettiğinden sözedildiği ancak tehdit eylemiyle ilgili bir bilginin olmaması karşısında, ne suretle müştekilerin ve çelişkili tanık beyanlarının sanık savunmasına üstün tutulduğu tartışılıp açıklanmadan eksik inceleme yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Kabule göre ise;
a) 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaşma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
b) Dosya içerisinde yer alan sanığa ait adli sicil kaydı incelendiğinde; sanığın 13 yaşında iken 16/06/1999 tarihinde adli para cezası ile cezalandırıldığı, söz konusu hükmün 07/12/2000 tarihinde kesinleştiği, temyize konu suçun 17/01/2010 tarihinde işlendiği anlaşıldığından, sanığın bu suça konu Konya 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 477 Esas 1078 Karar sayılı ilamına ilişkin hükümlülüğün temyize konu suçun işlendiği 17/01/2010 tarihinde silinme şartlarının oluşup oluşmadığı tespit edilerek sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 50, 51 ve CMK’nın 231. maddelerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerekirken söz konusu kurumların “sanığın sabıkalılığı, suç işleme kişiliği, suçtan sonraki konumu, zararın giderilmemiş bulunması” şeklindeki dosya içeriğiyle uygun olmayan sebeplerle uygulanmaması,
c) Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde belirilen hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 30/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.