Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2017/898 E. 2020/18057 K. 25.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/898
KARAR NO : 2020/18057
KARAR TARİHİ : 25.11.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Silahla tehdit, 6136 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
1-Ancak;
a-Açıklanmasına karar verilecek yeni hükmün Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hüküm olacağı bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, Anayasanın 141/3 ve 5271 sayılı CMK’nın 34 ve 230, 232, 289/1-g (1412 sayılı CMUK’un 308/7.) maddelerine aykırı davranılarak gerekçesiz hüküm kurulması,
b-Sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde, müvekkili sanığın T.C kimlik kartının başkaları tarafından tahrif edilip kullanıldığının iddia edilmesi karşısında; katılan … ile suçu işlediği iddia edilen kişilerin yöntemince çağrılarak yüzleştirme yapılması, soruşturma aşamasındaki parmak izi incelemesi sonucunda sanığın gerçek kimliğinin belirlenmesi, temyiz dilekçesinde belirtilen dosyalar üzerinde de araştırma yapılarak sonuca göre hüküm kurulması yerine, yetersiz gerekçe ile yazılı biçimde karar verilmesi,
2- Kabule göre de;
a- Sanığa ait mahkumiyet kararı, açıklandığı 12/02/2015 tarihinden itibaren hukuki sonuç doğurmaya başlayacağı için, açıklanması yönünden CMK’nın 231/1-4 maddesinde öngörülen yönteme bağlıdır. Deneme süresi içerisinde suç işlenmiş olması nedeniyle yeniden duruşma açılmasının amacı, oluşan yeni durum karşısında duruşma açıldığından ve yargılamaya devam olunduğundan sanığın bir şekilde haberdar edilmesini ve bu şekilde savunma hakkının kısıtlanmasını önlemektir. Bununla birlikte, duruşmanın usulüne uygun olarak sanığa bildirilmesine karşın duruşmaya katılmaması halinde, önceki savunması ile yetinilerek, hüküm kurulabilecektir. Bu itibarla, denetim süresi içerisinde suç işleyen sanığın, duruşmadan haberdar edilmesinin sağlanması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, sanığa talimat mahkemesi aracılığı ile yapılan tebligatın sanığın belirtilen adreste tanınmadığı gerekçesiyle iade edilmesine rağmen, ihtarlı tebligat da çıkartılmadan hükümlülüğüne karar verilmek suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 196. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
b-Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararının uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 25.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Hükme iştirak eden üye …’un, 26.12.2020 tarihinde vefat etmesi nedeniyle imza eksikliğinin giderilemediğine dair 5271 sayılı CMK’nın 232/5. maddesine istinaden düşülen iş bu şerhin altı imzalanmıştır.