Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2017/7809 E. 2020/21567 K. 24.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/7809
KARAR NO : 2020/21567
KARAR TARİHİ : 24.12.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) Açıklanmasına karar verilecek yeni hükümlerin Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hüküm olacağı bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, Anayasanın 141/3 ve 5271 sayılı CMK’nın 34, 230, 232, 289/1-g, (1412 sayılı CMUK’nın 308/7. ) maddelerine aykırı davranılarak gerekçesiz hüküm kurulması,
2)Hükümlerin açıklanmasına neden olan kasıtlı suçların, TCK’nın 151/1 ve 116/1-4 maddeleri uyarınca hükmolunan mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal suçları olması, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34.maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253.maddesi ve maddeye eklenen fıkrayla uzlaştırma hükümlerinin yeniden düzenlenmesi, üçüncü fıkrada yer alan “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin madde metninden çıkarılması nedeniyle hükmün açıklanmasına neden olan mala zarar verme suçunun uzlaştırma kapsamına alınması, konut dokunulmazlığının ihlali suçu yönünden ise uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte 5271 sayılı CMK’nın 253/3. maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, yeni düzenleme karşısında bu suç yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması karşısında, anılan suçlar yönünden, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, anılan hükümler yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip, sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu,
3) Suç tarihinde katılan Ökkaş Kirişçi’nin alacağından dolayı borçlu olan sanığın evine icra memurlarının hacze geldiğinin, katılanın burada sanık ile tartıştığının, tartışma esnasında katılanın da sanığa hakaret ederek yaraladığının ve bu suçlardan hakkında mahkumiyet hükmü kurulduğunun anlaşılması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek, sonucuna göre, TCK’nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.