Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2017/21086 E. 2020/17502 K. 23.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/21086
KARAR NO : 2020/17502
KARAR TARİHİ : 23.11.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Birden fazla kişi ile tehdit, hakaret, yaralama
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanık …’ın süre tutum dilekçesinde 04.02.2015 tarihi olduğu anlaşılarak havale tarihinin olmamasını aleyhe olarak sanığa yükletilemeyeceği ve katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gören ve CMK’nın 260/1. maddesi uyarınca hükmü temyize hakkı bulunduğu belirlenen ve temyiz dilekçesinde sanıkların cezalandırılmasını istediğini belirten müşteki …’a şikayetçi olup olmadığı ve davaya katılmak isteyip istemediği sorulmamış ise de, temyiz dilekçesinin kapsamı karşısında, CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca suçtan zarar gören …’ın davaya katılmasına karar verilerek dosya görüşüldü:
A-Sanık … hakkında yaralama suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara karşı yalnızca itiraz yolu açık ve dolayısıyla yapılan başvurunun bu doğrultuda mahallinde değenlendirildiği,
Anlaşıldığından, sanık … müdafiinin tebliğnameye uygun olarak, temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
B-…’ın eşi…adına temyiz talebini CMK’nın 262. maddesi gereği sadece sanık sıfatıyla yapabileceği anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca, …’ın katılan sıfatıyla yaptığı TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
C-Sanık … hakkında yaralama suçun yönünden yapılan incelemede;
Kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, karar tarihi itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık … müdafiinin tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
D-Diğer hükümler yönünden yapılan incelemede ise;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sanık … hakkında yaralama suçundan kurulan hükmün incelemesinde;
Sanığa yükletilen yaralama eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
Dosya içeriğine uygun olarak kısa kararda sanık aleyhine vekalet ücreti yükletilmediği halde gerekçeli kararda aleyhe vekalet ücretine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık … ve katılan … vekilinin temyiz iddiaları yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenle BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararların açıklanan noktasının; “kararda yer alan vekalet ücretine dair C bendinin 12. fıkrasının hükümden çıkartılmak” suretiyle sair yönleri usul ve Kanuna uygun olan HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanık … hakkında hakaret ve sanıklar … ve … hakkında birden fazla kişi ile tehdit ve hakaret suçlarından verilen beraat kararının temyizine gelince,
Sanık …’ın eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 125/1. maddesi kapsamındaki hakaret suçu ile sanıklar … ve …’ün eylemine uyan aynı Kanunun 106/2-c kapsamındaki birden fazla kişi ile tehdit, yine aynı Kanunun 125/1. maddesi kapsamındaki hakaret suçu için öngörülen cezaların üst sınırına göre aynı Kanun’un 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık olağan dava zamanaşımı süresinin sanık …’ın sorgu tarihi 14.11.2012 gününden, sanıklar … ve …’ün sorgu tarihi olan 23.05.2012 tarihinden inceleme tarihine kadar gerçekleştiğinin anlaşılması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan sanıklar … ve … müdafii ile katılan sanık …’ın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 23/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Hükme iştirak eden üye …’un, 26.12.2020 tarihinde vefat etmesi nedeniyle imza eksikliğinin giderilemediğine dair 5271 sayılı CMK’nın 232/5. maddesine istinaden düşülen iş bu şerhin altı imzalanmıştır.