YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/20951
KARAR NO : 2020/21627
KARAR TARİHİ : 24.12.2020
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Silahla tehdit, silahla kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre adli emanetin 2013/648 esasına kayıtlı olup suçta kullanılan tüfek ve fişeklerin müsadere talebi hakkında bir karar verilmemiş ise de, zamanaşımı içerisinde bir hüküm kurulabileceği belirlenerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
A)Sanık hakkında mağdur … ve müşteki …’e yönelik zincirleme silahla tehdit suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
1)Mahkemece, sanık …’in, mağdur ve müştekinin aracının önünü kesip yanlarına gelerek mağdur ve müştekiyi elinde tüfek olduğu halde tehdit ettiği ve devamında mağdur …’yi rızası hilafına kendi aracına bindirdiğinin kabul edilmesi karşısında; sanığın, mağdur …’ye yönelik tehdit eyleminin, TCK’nın 109. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun tehdit unsurunu oluşturduğu ve yalnızca müşteki Arif’e yönelik silahla tehditten hüküm kurmakla yetinilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Kabule göre de;
Sanık hakkında, TCK’nın 62. maddesi uygulanırken hesap hatası yapılarak, sonuç hapis cezasının “2 yıl 1 ay” yerine ”1 yıl 13 ay” olarak eksik tayin edilmesi,
B)Sanık hakkında, mağdur …’ye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükme gelince;
1)Sanık …’in mahkemede; tüfek ile eşini zorla arabadan indirip kendi arabasına bindirdiğini belirtmesi, tanık …’ün aşamalarda sanığın elinde tüfek ile mağduru kolundan sürükleyerek zorla araca bindirdiğine dair anlatımı dikkate alındığında; sanığın elinde tüfek olduğu halde mağduru saçından tutup sürükleyerek araca bindirmeye çalıştığının anlaşılması karşısında; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun tehdit ve cebirle işlendiği gözetilerek, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 109/2. maddesine göre hüküm kurulması gerekirken, aynı Kanun’un 109/1. maddesi uyarınca mahkumiyet kararı verilmesi,
2)Mahkemece, sanığın, mağdur …’yi zorla kendi aracına bindirerek müşteki Arif’in yanına gittiği, bundan faydalanan mağdur …’nin arabadan kaçarak bir bina içine girdiğinin kabul edilmesi karşısında; sanığın eyleminin teşebbüs aşamasında kalıp kalmadığı tartışılmadan, tamamlanmış suç hükümlerine göre uygulama,
B)Her iki suç yönünden kabule göre de;
Anayasa Mahkemesi’nin, 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının gözetilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ün temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.