Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2017/20060 E. 2020/20387 K. 17.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/20060
KARAR NO : 2020/20387
KARAR TARİHİ : 17.12.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Silahla tehdit, hakaret, yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

K A R A R

Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Sanıklar hakkında yaralama eylemlerinden kurulan kararlarda öngörülen cezaların nitelik ve niceliğine göre, verildikleri tarih itibariyle hükümlerin temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanıklar … ve … müdafiinin tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEKLERİNİN REDDİNE,
2-Sanık … hakkında tehdit ve hakaret eylemlerinden kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyize gelince,
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, sanığın, tehdit suçunu uzlaşmaya tabi olmayan kamu görevlisine hakaret suçu ile birlikte işlediği değerlendirilerek ve mahkemenin takdir ve gerekçesine göre CMK’nın 231. maddesi yönünden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmeyerek yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a-Sanık …’un aşamalarda, olaydan önce oğluna fıtık ameliyatı yaptırdığını, olay tarihinde de oğlunun dikişlerini aldırmak için hastaneye götürdüğünü, hastanede doktor olan mağdur … …’in çocuğuna bakmayarak kendisine hakaret ettiğini savunması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
b-17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; “01.01.2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz” hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25.06.2020,2020/16,2020/33; R.G. 19.08.2020, sayı: 31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin aynı bentte yer alan, “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun’un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkumiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen, yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesi gereğince, 5271 sayılı sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddesiyle “kovuşturma evresine geçilmiş” dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK’nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 7 ve 5271 sayılı CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirdiğinden, sanık … müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayıp sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 17/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.