Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2017/19954 E. 2018/20072 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/19954
KARAR NO : 2018/20072
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1) Suç tarihinde karı koca olan sanık ile mağdurun aralarında geçimsizlik bulunduğu, mağdurun, sanığın görev yaptığı İl Jandarma Komutanlığında bulunan ve tanık olarak ifadesi alınan psikoloğun odasına gittiği, sanığın, eşi mağdurun geldiğini öğrenmesiyle psikolog odasına girerek eşi mağdura neden geldiğini sorduğu, eşinin “seninle konuşmaya geldim” demesi üzerine sanığın, odada bulanan bir sandalyeye oturduktan sonra belindeki silahına doğru elini götürmesi sonucu mağdurun korkarak odadan çıktığı ve yan tarafta bulunan terzihaneye girdiği, mağdur odadan çıktıktan sonra sanığın silahının şarjöründen çıkardığı bir adet mermiyi tanık psikoloğa vererek “bunu eşime verirsiniz, o ne demek istediğimi anlar” şeklinde sözler söylediği kabul edilen olayda; mağdurun, sanığın silahı çıkardığını gördüğü ve öncesinde de kendisine silah çektiği yönündeki iddiaları ile, tanık psikoloğa verilen bir adet mermiyi öğrenmesi karşısında; sanığın eyleminin TCK’nın 106/2-a maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yetersiz gerekçe ile aynı maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesi uyarınca hüküm kurulması,

2)Kabule göre de;
a) 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
b) CMK’nın 231/8. maddesinde değişiklik getiren ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına bir kez karar verileceğine ilişkin düzenlemenin 28/06/2014’de yürürlüğe girmesi dikkate alındığında, suç tarihi itibariyle adli sicil kaydında engel sabıkası bulunmayan sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olması gerekçesiyle CMK’nın 231. maddesinin uygulanamayacağı yönünde yazılı karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 20/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.