YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/19534
KARAR NO : 2020/21620
KARAR TARİHİ : 24.12.2020
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Silahla Tehdit, kasten yaralamaya teşebbüs, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, ceza verilmesine yer olmadığı
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
A- Sanık …’nun, katılan …’a yönelik hakaret eyleminden dolayı verilen ceza verilmesine yer olmadığına yönelik karara karşı temyizde ;
Eyleme ve sanık …’ya yükletilen hakaret suçundan dolayı verilen ceza verilmesine yer olmadığına dair karara yönelik, katılan …’ın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
B- Sanık …’ın, katılan …’ya yönelik silahla tehdit, hakaret ve silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyize gelince ;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir,
Ancak;
1-Katılan …’nun, soruşturma ve kovuşturma evresindeki anlatımlarına ve dosya içeriğine göre, sanık …’ın, katılan …’e yönelik, elindeki sopayla” gel lan” dedikten hemen sonra, bu sopayla katılana vurmaya çalışması ve katılanın sopayı ondan aldıktan sonra, sanık …’ın tehdit içeren bir söz ve davranış da göstermediğinin anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin kül halinde silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden, sanık … hakkında silahla tehdit ve silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet hükümleri kurulması,
2-Bozma kararına uyularak, sanık …’ın, silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçundan mahkum edilmesi kanısına varılması halinde, bahsedilen suç ve hakaret suçu yönünden ;
17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’ya geçici 5.maddesinin (d) bendi ile, “01.01.2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz” hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25.06.2020,2020/16,2020/33; R.G. 19.08.2020, Sayı:31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin aynı bentte yer alan, “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun’un 2/1 -(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkumiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen, yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesi gereğince 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddesiyle “kovuşturma evresine geçilmiş” dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK’nın 251/1 maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 7 ve 5271 sayılı CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
3- Anayasa Mahkemesi’nin karar tarihinden sonra 24/11/2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı, TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararın ve TCK’nın 53/1-c maddesinde düzenlenen hak yoksunluğunun uygulanma süresi ve şeklinin Kanunda öngörülen biçimde uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.