Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2017/18647 E. 2020/17756 K. 24.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/18647
KARAR NO : 2020/17756
KARAR TARİHİ : 24.11.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
A- Kişiyi hürriyetinde yoksun kılma suçundan kurulan hükmün temyizinde;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre ve dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerinin de göz önünde bulundurulacağı hüküm altına alınmıştır. (TCK md. 66/ 3), Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 11.12.2012 tarihli ve 2012/6-1247 Esas 2012/1842 Karar sayılı kararında ayrıntıları ile bahsedildiği üzere nitelikli haller açısından kanun koyucunun tercih ettiği yaptırım sistemi dikkate alınmaksızın, ister bağımsız bir yaptırım öngörülmüş olsun, isterse belirli bir oran dahilinde artırım yöntemi tercih edilmiş olsun, zamanaşımı süreleri daha ağır cezayı gerektiren tüm nitelikli haller dikkate alınarak belirlenmelidir. Bu hususta dosya kapsamı değerlendirilerek sanığın birden fazla kişi ile birlikte kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 109/1,3,b maddesinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu, bu suç yönünden olağan zamanaşımın 15 yıl olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,

Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemin birden fazla kişi ile birlikte gerçekleştirilmesi karşısında, TCK.nın 109/1. maddesi üzerinden belirlenen temel cezadan TCK’nın 109/3-b maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiği gözetilmemiş ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
Anlaşıldığından sanık …’nın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
B-Tehdit ve yaralama suçlarından kurulan hükümlerin temyizinde;
Sanığın eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK’nın 106/2-c. maddesi kapsamındaki tehdit ve TCK’nın 86/2. maddesi kapsamındaki yaralama suçu için öngörülen cezaların üst sınırına göre aynı Kanun’un 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık olağan dava zamanaşımının, karar tarihinde inceleme tarihine kadar gerçekleştiğinin anlaşılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’nın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 24/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Hükme iştirak eden üye …’un, 26.12.2020 tarihinde vefat etmesi nedeniyle imza eksikliğinin giderilemediğine dair 5271 sayılı CMK’nın 232/5. maddesine istinaden düşülen iş bu şerhin altı imzalanmıştır.