Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2017/18358 E. 2020/17051 K. 19.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/18358
KARAR NO : 2020/17051
KARAR TARİHİ : 19.11.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, silahla birlikte tehdit, dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğuna zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar kesinleşmeden işlenen suç nedeniyle hükmün açıklanmasına karar verilmesi ve hakaret suçundan dolayı verilen hükümlerin kesin nitelikte olması karşısında, bu konuda kanun yararına bozma yoluna gidilebileceği değerlendirilerek dosya görüşüldü:
A-Sanık hakkında hakaret suçuna ilişkin kararda öngörülen cezaların nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca, tebliğnameye uygun olarak, sanık …’ın TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
B-Sanık hakkında tehdit ve mala zarar verme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyize gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 12.03.2013 tarihinde kesinleşmesi, hükmün açıklanmasına esas alınan Bilecik Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/217 Esas ve 2013/494 Karar sayılı ilamındaki suçun ise 20.02.2013 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesinden önce denetim süresi başlamadan işlendiğinin anlaşılması karşısında; koşulları oluşmadığı halde hükmün açıklanması suretiyle CMK’nın 231/11. maddesine aykırı davranılması,
2-Açıklanmasına karar verilecek yeni hükmün Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hüküm olacağı bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, Anayasanın 141/3 ve 5271 sayılı CMK’nın 34, 230, 232, 289/1-g (1412 sayılı CMUK’nın 308/7.) maddelerine aykırı davranılarak gerekçesiz hüküm kurulması,
3-Kabule göre de;
a-Silahla birlikte tehdit suçuna ilişkin olarak;
Tehdit suçunun silahla ve birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiğinin kabulü karşısında, TCK’nın 61. maddesi gereğince temel ceza belirlenirken, aynı Kanunun 106/2-a ve c maddesindeki iki nitelikli halin gerçekleştiği gözetilerek, alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b-Dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğuna zarar verme suçuna ilişkin olarak;
Dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğuna zarar verme suçunun seçimlik ceza yerine yalnızca hapis cezası öngörmesi ve mahkemece de temel cezanın 1 yıl hapis cezası olarak başlatılmış olmasına karşın; hükümde “takdiren adli para cezası tercih edilerek” denilerek çelişkili hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve sanık …’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 19.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.