Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2017/17907 E. 2020/17737 K. 24.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/17907
KARAR NO : 2020/17737
KARAR TARİHİ : 24.11.2020

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, cinsel taciz
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre tehdit suçunun uzlaşmaya tabi olmayan cinsel taciz suçu ile birlikte işlendiği belirlenerek dosya görüşüldü:
1-Sanık hakkında cinsel taciz suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca tebliğnameye uygun olarak, sanık …’ın TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
2-Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede ;
a-)Sanık …’ın katılan … Kuşçu’ya söylediği kabul edilen, “eşine söylersen hayatını mahvederim” şeklindeki sözlerinin TCK’nın 106/1-2. cümlesinde düzenlenen sair kötülük edeceğinden bahisle tehdit niteliğinde olduğu gözetilmeden, sanık hakkında TCK’nın 106/1-1. cümlesi gereğince mahkumiyet hükmü kurulması,
b-) 17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; “01.01.2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz” hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25.06.2020,2020/16,2020/33; R.G. 19.08.2020, Sayı:31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin aynı bentte yer alan, “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarda ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun’un 2/1 -(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkumiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen, yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesi gereğince, 5271 sayılı sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddesiyle “kovuşturma evresine geçilmiş” dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK’nın 251/1 maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 7 ve 5271 sayılı CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
b-)Anayasa Mahkemesi’nin karar tarihinden sonra 24/11/2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı, TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararın gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.