Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2017/17842 E. 2017/17986 K. 15.06.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/17842
KARAR NO : 2017/17986
KARAR TARİHİ : 15.06.2017

Tehdit, hakaret ve kasten yaralama suçlarından sanık …’ün 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a (iki kez), 125/1, 86/2 (iki kez), 86/3-a, 43/1 (iki kez), 62/1. ve 52. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay ve 1 yıl 8 ay hapis, 2.600,00 ve 3.740,00 Türk Lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair Andırın Asliye Ceza Mahkemesinin 17/11/2016 tarihli ve 2016/150 esas, 2016/267 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 09.04.2017 gün ve 94660652-105-46-1378-2017-KYB sayılı yazılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/04/2017 günlü ve 2017/24005 sayılı tebliğnamesiyle bozma düşüncesiyle daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Sanık hakkında hükmedilen hapis cezalarının kanuni sonucu olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinin (b) bendinin uygulanmasına karar verilmiş ise de, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak, hapis cezasına mahkumiyetin yasal sonucu olan hak mahrumiyeti hususunun infaz aşamasında gözetileceği dikkate alınarak yapılan incelemede;
Sanık hakkında katılan ….’e yönelik tehdit suçunu işlediğinden bahisle ayrıca cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, sanığın eylemini bir suç işleme kararının icrası kapsamında aynı anda birden fazla mağdura karşı işlediği anlaşıldığından, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümleri uygulanarak cezanın arttırılması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır,
TÜRK MİLLETİ ADINA
1-Olay
Sanık …’ün 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a 43/1 62/1 ve 106/2-a 62/1. maddeleri gereğince, 2 yıl 6 ay ve 1 yıl 8 ay hapis, cezaları ile cezalandırılmasına dair Andırın Asliye Ceza Mahkemesinin 17/11/2016 tarihli ve 2016/150 esas, 2016/267 sayılı kararında, sanığın tehdit eyleminin dört müştekiye karşı birlikte tek bir fiille gerçekleştirildiğinin anlaşılmasına göre, TCK’nın 43/2. maddesi hükmü karşısında sanığa tek bir ceza verilmesi ve bunun 43/1. madde ile artırılması gerektiği gözetilmeden müşteki ….’a karşı eylemlerden ayrı ceza verilmesinin isabetli olmadığından kanun yararına bozulmasının istenildiği anlaşılmaktadır.
2-Hukuksal Değerlendirme
Dosya kapsamı ve kanun yararına bozma istemi incelenerek birlikte değerlendirildiğinde, sanığın olay tarihinde önceden aralarında anlaşmazlık olan eşi …’e bıçağı göstererek ‘seni keseceğim, yaşatmayacağım’, kızı ….’e yine bıçak göstererek ‘seni öldüreceğim’, dediği, kızı …’e aynı şekilde bıçıkla ‘seni öldüreceğim’ diye tehditte bulunduğu, bu sırada sanığın saldırısını önlemek isteyen oğlu müşteki ….’a saldırarak ‘senin ecelin benim elimde olacak, sizi yaşatmayacağım öldüreceğim’ diye bıçak göstererek tehdit ettiği, kovaladığı, oluş ve mahkemece de kabul edildiğine göre sanığın tehdit eyleminin dört ayrı müştekiye karşı aynı zaman dilimi içinde ve tek bir fiille gerçekleştiği, bu durumda TCK’nın 43/2 maddesi hükmü karşısında sanığa bir kez TCK’nın 106/2-a maddesinden ceza tayin edilerek, 43/1. maddeye göre artırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde teselsül eden iki ayrı tehdit fiilinden hüküm kurularak fazla ceza tayin edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunun anlaşılmasına göre, kanun yararına bozma isteminin yerinde olduğu anlaşılmaktadır.
3-Sonuç ve Karar
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden Bigadiç Asliye Ceza Mahkemesince verilip kesinleşen 18/03/2016 gün ve 2015/454 esas, 2016/218 sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesinin 4. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre, mağdur sayısı da gözetilerek TCK’nın 61. maddesi ile 43/1 maddesine göre değerlendirme yapılarak temel cezanın ve artırım oranı tayininin mahkemesince yapılması gerekeceğinden, sonraki işlemlerin mahallinde mahkemesi tarafından CMK’nın 309/4-a maddesi gereğince yerine getirilmesine, 15/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.