Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2017/1231 E. 2020/17712 K. 24.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1231
KARAR NO : 2020/17712
KARAR TARİHİ : 24.11.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : İş ve çalışma hürriyetinin ihlali, hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A)Sanığın, iş ve çalışma hürriyetini ihlal suçundan verilen beraat kararının gerekçesine yönelik olmayan temyizinde hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca tebliğnameye aykırı olarak, sanık …’in, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
B)Hakaret ve tehdit suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyizine gelince,
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, tehdit suçu ile hakaret suçunun farklı zamanlarda işlendiği kabul edilerek yapılan incelemede:
1)Hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmü yönünden;
26/06/2013 tarihli iddianameye konu suç tarihlerinin 27/05/2013-01/06/2013, iddianame kabul tarihinin 02/07/2013 olduğu, 27/09/2013 tarihli iddianameye konu suç tarihinin 15/08/2013, iddianame kabul tarihinin 10/10/2013 olduğu, her iki iddianameye konu hakaret eylemleri yönünden hukuki kesintinin gerçekleştiği, bu nedenle 15/08/2013 tarihli hakaret eylemi nedeniyle ayrıca TCK’nın 125/1 maddesinden hüküm kurulması gerektiği gözetilmeyerek her iki iddianameye konu eylemler yönünden 125/1-4, 43/1. maddeleri uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini,
2)Tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmü yönünden;
a)Sanık tarafından katılana gönderildiği kabul edilen tehdit içerikli mesajlarla ilgili olarak, 17/06/2013 tarihli mesaj tespit tutanağında yer alan mesajlarla, gerekçe de kabul edilen tehdit içerikli mesajların birbiriyle uyumlu olmadığı anlaşılmakla, söz konusu çelişkinin giderilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
b)Kabul göre de;
aa)02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
bb) Uzlaşmanın sağlanamaması halinde;
17.10.2019 gün ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; “01.01.2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz” hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25.06.2020,2020/16,2020/33; R.G. 19.08.2020, Sayı:31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin aynı bentte yer alan, “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun’un 2/1 -(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkumiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen, yeni düzenlemenin,7188 sayılı Kanun’un 31. maddesi gereğince, 5271 sayılı sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddesiyle “kovuşturma evresine geçilmiş” dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK’nın 251/1 maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 7 ve 5271 sayılı CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
3)Tehdit ve hakaret suçları açısından ayrıca;
Sanığın tekerrüre esas alınan, adli sicil kaydındaki ilama konu TCK’nın 106/1-1.cümlesine uyan suçun, hükümden sonra yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında, anılan hükme ilişkin, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık …’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye kısmen uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, bozma sonrası hakaret suçundan kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.