Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2016/13337 E. 2020/10159 K. 15.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/13337
KARAR NO : 2020/10159
KARAR TARİHİ : 15.09.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret, cinsel taciz
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanık … hakkında suç işlemek için örgüt kurmak, örgüt faaliyetleri kapsamında çeşitli suçlar işlenmesi ile ilgili olarak soruşturma yürütüldüğü, yürütülen bu soruşturma kapsamında sanığın bir kısım iletişim tespit tutanaklarında cinsel istismar ve cinsel saldırı suçlarını işlediğinin tespit edilmesi üzerine sanık hakkında ayrıca cinsel istismar ve cinsel saldırı suçlarından dolayı iletişim tespiti kararı alındığı, bu kapsamda sanık …’ın 19/01/2013 ve 20/01/2013 tarihlerinde yaşı küçük … ile karşılıkla mesajlaştıkları, iletişim tespit tutanaklarından sanığın mağdurla cinsel içerikli konuşmalar yaptığı, hakaret ettiği ve tehditte bulunduğunun anlaşıldığı, somut olayda alınan iletişimin denetlenmesi kararının, CMK’nın 135/8. madde ve fıkrasındaki katalog suçlardan olan suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu ve cinsel saldırı ile çocuğun cinsel istismarı suçlarına ilişkin, iddianameye konu edilen mesajlaşmaların ise tesadüfen elde edilen delil niteliğinde olduğu, Ceza Genel Kurulunun 03/07/2018 tarihli ve 2015/1-396 Esas, 2018/323 sayılı kararında da belirtildiği üzere, telefon dinlemesi sırasında tesadüfen elde edilen kanıtların dikkate alınabilmesi için söz konusu suçun da CMK’nın 135. maddesinde sayılan katalog suçlardan birisine uygun olması gerektiği, sanığa isnat edilen cinsel taciz, tehdit ve hakaret suçlarının CMK’nın 135/8. madde ve fıkrasında belirtilen katalog suçlar arasında yer almadığından aynı Kanunun 138/2. madde ve fıkrası gereğince iletişim tespit tutanaklarının bu suçun delili olarak kullanılamayacağı, elde edildikleri tarihte yürürlükte bulunan kanunlara uygun şekilde tespit edilmeyen kanıtların hukuka uygun delil kabul edilemeyeceği gözetilerek, hukuka aykırı deliller dışlandıktan sonra iddiaya konu edilen soruşturma ve yargılama dosyası içerikleri ve diğer deliller değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık …’ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.