Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2016/12514 E. 2018/20400 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/12514
KARAR NO : 2018/20400
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, temyiz talebinin reddi, mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I)Sanıklar … ve … hakkında tehdit suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararlarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 5. fıkrasına göre verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların CMK’nın 223. maddesine göre verilmiş hüküm niteliğinde bulunmadığı, aynı Kanun maddesinin 12. fıkrası uyarınca itiraza tabi olduğu, bu kararların temyizinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, katılan … vekilinin talebiyle ilgili bir KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
II) Mahkemece verilen 05/05/2016 tarihli temyiz talebinin reddine ilişkin ek karara yönelik temyizde;
Sanık … hakkında hakaret ve sair tehdit suçlarından verilen kararlarda öngörülen cezaların niteliği ve niceliğine göre verildiği tarih itibariyle hükümlerin temyiz edilemez olması nedeniyle temyiz isteminin reddine ilişkin karar yasaya uygun bulunduğundan, bu karara karşı yapılan başvurunun 1412 sayılı CMUK’nın 315/2. maddesi gereğince REDDİNE, yerel Mahkemenin redde ilişkin kararının ONANMASINA,
III)Sanık … hakkında, katılanlar … ve …’a yönelik tehdit suçlarından kurulan hükümlerin temyizine gelince,
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1)02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2)Kabule göre de;
a)Sanık hakkında aynı katılanlara yönelik olarak, tehdit eyleminden açılan kamu davasıyla ilgili Alanya 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2013/211 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda verilen hükmün, Dairemizin 2015/7553 esas ve 2017/5869 kararı ile bozulduğunun anlaşılması karşısında; eylemlerin zincirleme suç uygulaması kapsamında kalıp kalmayacağının belirlenmesi bakımından her iki dava dosyasının birleştirilmesi ve kanıtlar birlikte değerlendirilerek hukuki kesinti ve eylemler arasındaki süre gözetilip TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanma olanağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
b)Sanık ile katılanlar arasında husumet bulunması, her iki katılan hakkında da, sanığa yönelik eylemleri nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının verilmiş olması karşısında; eylemlerin öncelik sonralık durumu, olayların çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak sonucuna göre TCK’nın 29. maddesindeki haksız tahrik hükmünün sanık hakkında uygulanma olanağının tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, iki numaralı bozma nedenleri hariç diğer yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 26/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.