Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2015/9399 E. 2019/13051 K. 10.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/9399
KARAR NO : 2019/13051
KARAR TARİHİ : 10.07.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, mala zarar verme, yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteklerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
A-Sanıklar hakkında mala zarar verme suçlarından ve sanıklar … ile … hakkında katılanlar … ve …’yi yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Sanıklara yükletilen mala zarar verme ve yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,
Anayasa Mahkemesi’nin karar tarihinden sonra 24/11/2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı, TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararın uygulanma süresi ve şeklinin Kanunda öngörülen biçimde infaz aşamasında gözetilebileceği,
Anlaşıldığından sanık … müdafii ile sanıklar … ve …’in ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
B-Sanık … hakkında katılan …’ye yönelik yaralama suçundan, sanıklar …, …, … hakkında katılan …’ye yönelik birden fazla kişi tarafından silahla tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyizinde;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık … hakkında katılan …’ye yönelik yaralama suçundan kurulan mahkumiyet açısından;
Sanığın aşamalarda suçu kabul etmemesi, katılanın soruşturma aşamasında kendisini yaralayan şahsı tanımadığını, kovuşturma aşamasında bu şahsın sonradan Emrah olduğunu öğrendiğini beyan etmesi, bu suçun mağduru olmayan katılan …’nin ise kovuşturma aşamasında katılan …’yi sanıklardan …’ in elinde bulunan boru anahtarı ile yaraladığını beyan etmesi karşısında; katılanların beyanları arasında bulunan çelişki yöntemince giderilerek hangi beyana ne suretle üstünlük tanındığı açıklanıp tartışılmadan yetersiz gerekçe ile mahkumiyet hükmü kurulması,
2-Sanıklar …, …, … hakkında katılan …’ye yönelik birden fazla kişi tarafından silahla tehdit suçundan suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri açısından;
a-Sanıkların, birahane işleten katılanı “…burada size ekmek yedirmeyiz, mekanı başınıza yıkacağız…” şeklinde sözlerle tehdit ettiklerinin iddia ve kabul olunması ile katılan …’nin kovuşturma aşamasında sanıklardan …’nin asıl amacının mekanına el koymak olduğu şeklinde beyanı karşısında; sanıkların eyleminin TCK’nın 117/1,119/1-a,c maddelerinde düzenlenen iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-Kabule göre ise;
aa-Sanıkların olayın başlangıcında iş yeri dışına alkol çıkarılmasına müsade etmeyen katılanı tehdit ettiklerinin, daha sonra ellerine taş ve sopalar alarak işyerine zarar vererek yaralama suçlarını işlediklerinin kabul edilmesi, tanık …’in sanıkların olayın başında katılanı tehdit ettiklerini beyanı ile bu esnada ellerinde silahtan sayılacak sopa, taş,.vs. bulunduğuna ilişkin beyanının olmaması karşısında; sanıkların birden fazla kişi tarafından tehdit eylemlerinin ne suretle silahla işlendiği yeterince açıklanıp tartışılmadan hüküm kurulması,
bb-Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 günü, Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafii, sanıklar … ve …’in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.