Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2015/9048 E. 2019/12752 K. 08.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/9048
KARAR NO : 2019/12752
KARAR TARİHİ : 08.07.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Birlikte tehdit, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A) Suça sürüklenen çocuk … hakkında birlikte tehdit suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın niteliğine göre karara karşı, yalnızca itiraz yolu açık ve dolayısıyla yapılan başvurunun bu doğrultuda değerlendirilmesinin gerekli bulunduğu,
Anlaşıldığından, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
B) Sanıklar …, …, …, … ve … haklarında birlikte tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyizinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi,
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
Sanıklar …, …, …, … ve …’e yükletilen tehdit eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,
Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararının ve TCK 53/1-c maddesinde düzenlenen hak yoksunluğunun uygulanma süresi ve şeklinin Kanunda öngörülen biçimde infaz aşamasında gözetilebileceği,
Anlaşıldığından sanıklar …, …, …, … ve …’in ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
C) Sanıklar …, …, …, … ve …, suça sürüklenen çocuk … hakkında mala zarar verme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) Sanıklar …, …, …, …, … ve suça sürüklenen çocuk … hakkında mala zarar verme suçlarından hükümler kurulurken müşteki Murat’ın aracına taş atarak ve yakarak zarar verdikleri kabul edilerek verilen cezalar TCK’nın 152/2. maddesi gereğince artırılmış ise de; sanıklar ve suça sürüklenen çocuk aracı yakmadıklarını savunmuşlar, jandarma tarafından tutulan olay tutanağında da aracı yakan kişinin suça sürüklenen çocuk … olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği, bu tutanağı imzalayan jandarma görevlilerinin tanık olarak alınan ifadelerinde de aracı yakan şahsı görmedikleri, aracı yakan şahsı gören görevli şahıslar tarafından kendilerine söylenmesi üzerine bu şekilde tutanağa yazdıklarını belirtmeleri karşısında, aracı yakan şahsı gören görevlilerin tespit edilerek tanık olarak dinlenilmesi suretiyle aracın sanıklar tarafından yakılıp yakılmadığı kesin olarak tespit edildikten sonra, TCK’nın 152/2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2) Kabule göre de; sanıklar …, …, …, …, … ve suça sürüklenen çocuk … hakkında mala zarar verme suçunda; 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 65. maddesiyle 5237 sayılı TCK’nın 152/2-son maddesinde yapılan değişikliğe göre, mala zarar verme suçunun yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanılarak işlenmiş olması halinde artırım miktarının öngörüldüğü bölümde yer alan, “verilecek ceza iki katına kadar artırılır” cümlesindeki “iki katına” ibaresinin çıkartılarak yerine “bir katına” ibaresinin eklenmiş olması karşısında ve mahkumiyet kararındaki artırım oranı da dikkate alınarak, söz konusu yasa değişikliğine göre sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3) TCK’nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
4) Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, …, …, …, … ve suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08/07/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.