Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2015/613 E. 2019/10043 K. 28.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/613
KARAR NO : 2019/10043
KARAR TARİHİ : 28.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, trafik güvenliğini tehlikeye sokma, kasten yaralama, hakaret, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanık … müdafii tarafından sanık … hakkında katılan …’e yönelik mala zarar verme, katılanlara yönelik hakaret suçlarından verilen kesin nitelikte adli para cezası içeren hükümler ile katılanlar vekili, o yer Cumhuriyet savcısı ile sanık … müdafiinin sanık … hakkında katılanlar …. ve ….’e yönelik kasten yaralama suçları, yine o yer Cumhuriyet savcısının sanık … hakkında katılanlar … ve … ile ilgili olarak kasten yaralama suçlarından verilen kesin nitelikteki adli para cezası içeren hükümlere yönelik temyiz talepleri hakkında mahallinde ek kararla temyiz taleplerinin reddine karar verildiği ve bu ek karara karşı usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen o yer Cumhuriyet savcısı, katılanlar vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz talebinde bulunulmadığı, bu nedenle temyiz incelemesinin sanık … hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokmak, kasten yaralama ve tehdit suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik olduğu belirlenerek dosya görüşüldü:
A)Sanık … hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen trafik güvenliğinin tehlikeye sokma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık … müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
B)Sanık … hakkında katılanlara yönelik silahla tehdit ve katılan …’a yönelik silahla kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelenmesinde ise;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Katılan …’ya yönelik silahla kasten yaralama suçu yönünden, Balıkesir Atatürk Devlet Hastanesinin 01.06.2011 tarihli adli rapor içeriğine göre katılan …’nın sol kostovertebral açıdan retroperiton nafiz kesici delici alet yaralanması nedeniyle hayati tehlike geçirdiğinin belirtilmesi karşısında, TCK’nin 87/1-d,son maddesi uyarınca ek savunma da verilmek suretiyle sanığın TCK’nin 86/1, 86/3-e ve 87/1-d,son maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, sanığın TCK’nin 86/1 ve 86/3-e maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle eksik ceza tayini,
2-Sanık … hakkında kurulan diğer mahkumiyet hükümlerinde TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasına karşın, katılan …’ya yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hüküm yönünden uygulanmayarak cezaların bireyselleştirilmesinde çelişki oluşturulması,
3-Katılanlara yönelik silahla tehdit suçu yönünden, TCK’nın 106/2.a ve 43/2. maddeleri uygulanarak belirlenen 2 yıl 6 ay hapis cezasından, aynı Kanunun 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim uygulanarak belirlenen sonuç cezanın, hesap hatası nedeniyle 2 yıl 1 ay yerine, 1 yıl 13 ay hapis cezası olarak eksik tayin edilmesi,
4-Sanık hakkında her iki suç yönünden ortak olarak, Anayasa Mahkemesi’nin karar tarihinden sonra 24/11/2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı, TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararın uygulanması zorunluluğu,
Kanuna aykırı ve sanık … müdafii, o yer Cumhuriyet savcısı ve katılanlar vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 28/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.